ASANSÖR SEKTÖRÜ 2021 DIŞ TİCARET PERFORMANSI

Mehmet Öner

Maliye Bakanlığı Eski Baş Hesap Uzmanı

Yeminli Mali Müşavir

moner@monerymm.com

2021 yılı, hayatımızı olumsuz etkilemeye halen devam eden, korona virüs ile mücadelenin sürdüğü yıl olarak zihnimizde kalacak. 2020 yılı ile karşılaştırdığımızda hem ülkemiz hem de dünya açısından nispeten daha iyi bir yıl olduğunu söylemek mümkün. 2020 yılında dünya ekonomisi % 3,5 oranında küçülürken, 2021 yılında % 5,5 oranında büyüme kaydetti. Ülkemiz ise 2020 yılında dünyanın geri kalanından pozitif ayrışarak % 1,8 oranında büyüme performansı gösterdi. 2021 yılında da devam den büyüme performansı sonucu Türkiye 2021 yılını % 11 büyüme oranı ile kapattı.

Yazımızda asansör sektörünün 2021 yılı dış ticaret performansını değerlendirmeye çalışacağız.

Asansör Sektörü 2021 Yılı İhracat, İthalat Verileri 

Asansör ihracat ve ithalatında kullanılan 842810 ve 843131 GTİP numaralarına göre dağılımını yukarıda verdiğimiz üzere, sektör 2021 yılını 300.870.179 dolar ihracat ve 153.601.152 dolar ithalat rakamlarıyla kapatmıştır. Yazımızın ilerleyen bölümlerinde değineceğimiz üzere sektör 2021 yılında başarılı bir dış ticaret performansı göstermiştir.

İhracat ve ithalat rakamlarına baktığımızda, ihracatımızın yarı yarıya 842810 koduyla komple asansör ve 843131 koduyla asansör aksam ve parçasından oluştuğunu görüyoruz. İthalat cephesinde ise durum farklı. İthalatın % 78’i 842810 koduyla komple asansör olarak yapılırken, % 22’lik kısmı 843131 koduyla asansör aksam paçası olarak gerçekleşiyor. Bu tabloyu şöyle anlamak mümkün: Türkiye düşük kar seviyesindeki aksam parça ile yüksek karlılıktaki komple asansör ihracatını eşit tutarda yaparken, % 78 oranında komple asansör ithal ederek bize bu ürünleri satanlara daha çok para kazandırmaktadır. İhracat kilo fiyatlarımızın ithalat kilo fiyatlarının nerdeyse yarısı seviyesinde olması da aynı noktaya işaret etmektedir. 

Bu noktada şunu söylemek gerekiyor: Türkiye asansör ve asansör aksam parçasında üretim kabiliyeti olarak rüştünü ispat etmiştir; artık otomotivde, tekstilde yaşanan hatalardan ders alarak asansör aksam parçasından ziyade global markalar oluşturarak komple asansör satışına yoğunlaşmak gerekiyor. Bunun bize ne kazandıracağını ihracat kilo fiyatlarımız ile ithalat kilo fiyatlarımıza bakarak basitçe görebiliriz: Asansör aksam parçası satmak yerine komple asansör sistemi satmamız durumunda satış fiyatlarımızı dolar bazında % 50 artırmamız mümkün. Hele bir de sattığımız komple asansörlerin bakımını yapabilecek servis ağını yurt dışında da kurabilirsek OTİS’in dolar bazında % 23 karlılık oranını zorlamak bile mümkün olabilir. 

2021 Yılı Türkiyenin Toplam İhracatı 2020 Yılına Göre % 33 Arttı

2021 yılında tüm dünya genelinde büyüme oranı % 5,5 olarak gerçekleşirken, ülkemiz % 11 oranında büyüme oranı ile dünyanın geri kalanından daha yüksek bir performans sergiledi. Bu başarıda 225 milyar dolara ulaşan ihracatın payı oldukça büyük. 

pastedGraphic.png

Kaynak TUİK

Türkiye’nin toplam ihracatı 2020 yılında 169.650.994.160 dolar iken 2021 yılında % 33 oranında artarak 225.264.314.222 dolar olarak gerçekleşti.

2021 Yılında Asansör Sektörü İhracatı 2020 Yılına Göre % 20 Arttı

pastedGraphic_1.png

 

2021 yılında asansör sektörü ihracatını 2020 yılına göre % 20 oranında artırmıştır. 2021 yılı Türkiye’nin toplam ihracat artış oranı olan % 33’ün altında olan bu oranı, asansör sektörünün Türkiye’nin toplam ihracatının % 6 azaldığı sıkıntılı bir yıl olan 2020 yılında da % 7 oranında artırdığını da dikkate alarak değerlendirmek gerekir. 

2019-2021 arasındaki iki yılın ihracat artış oranı Türkiye’nin tüm ihracatı için % 25 iken, asansör sektörünün 2019-2021 arasındaki iki yıl için ihracat artış oranı % 29’dur. Bu başarının kutlanması ve başarıda emeği geçen herkesin ayrı ayrı tebrik edilmesi gerekiyor.

Firmalar ve ekonomi açısından iki ileri bir geri gitmektense hep bir adım ileriye gitmek başarı göstergesidir. Büyüme dönemlerinden sonra gelen küçülme dönemleri, firmaların kapanması, çalışanların işsiz kalması gibi pahalı maliyetleri beraberinde getirmektedir. Gelişmiş ekonomilerin temel hedeflerinden biri de sürdürülebilir ve sürekli büyüme ile ekonomideki daralmanın topluma ve şirketlere maliyetini en aza indirmektir.

Asansör İhracatı İthalatını Geçmiş ve Sektör Dış Ticaret Fazlası Verir Duruma Gelmiştir

Asansör sektörü yıllık ihracat ithalat tutarları grafiği ve devamındaki veri tablosunda görüleceği üzere, 2018 yılında asansör ve asansör aksam parça ihracatı ithalatını geçmiştir. 

2019, 2020 ve 2021 yıllarında ihracat tutarı ithalatın iki katından fazla hale geldi. Bu durum hem ülkemiz, hem sektör açısından önemli ve gurur verici. İthalat rakamları 2016 yılından itibaren, inşaat sektöründeki durgunluk sebebiyle, hızla düşerken, ihracat rakamları son yedi yıldır kesintisiz artmakta. Asansör sektörü yurtiçi pazardaki daralmayı ihracat ile aşmaya çalışıyor ve bunu başarmış da görünüyor.

2015 yılında 119 milyon dolarlık sektörel dış ticaret açığı veren, yani sektörel ithalatı ihracatından fazla olan asansör sektörü, son dört yıldır sektörel dış ticaret fazlası vermektedir. 2021 yılında bu fazlalık 147 milyon dolara çıkmıştır. Bu da takdir edilmesi gereken ayrı bir başarıdır. Asansör sektörü net döviz kazandıran bir sektördür ve kazandırdığı döviz tutarını her yıl artırarak yoluna devam etmektedir.

İhracat, yurt içi satışla karşılaştırıldığında zor bir para kazanma yolu. Uzun zaman gerektiriyor, yeni pazarları ve kültürleri öğrenmeyi zorunlu kılıyor. Hele başlangıcı çok daha sıkıntılı. Globalleşip adeta global bir köye dönen dünya ekonomisinde dış pazarlara açılmak hem iç pazarın 100 katı büyüklükte muazzam bir pazar büyüklüğüne hitap etmek anlamına geliyor; hem de dünya pazarının çetin rekabet şartlarında kalite ve fiyat ile yer edinmeye çabalamak, yurt içi pazarımıza girecek yabancı firmalara karşı da dünya standartlarında hazır olmamızı sağlıyor. Bir taraftan dünya pazarına saldırmak için daha kaliteli, daha güçlü olurken; diğer taraftan yeni kazandığımız yetenek ve güçle iç pazarımızı korumak daha kolay hale geliyor. Asansör sektörü ihracat yoluyla büyümek, ihracat yoluyla kalitesini artırmak ve ihracat yoluyla artırdığı kalitesi ile iç pazarda dünya devi rakiplerine karşı rekabet gücünü artırmak stratejisini anlamış ve başarıyla uyguluyor görünüyor.

İhracatımızın Kilo Başına Fiyatını Artırmamız Gerekiyor 

İhracat rakamları değerlendirilirken, toplam ihracat rakamının yanında kullanılan değerlendirme kriterlerinden biri de kilo başına ihracat fiyatıdır. Eğer kilo başına ihracat fiyatınız azalarak ihracat yapabiliyorsanız, aslında sadece fiyat kırarak, fiyat avantajı ile ihracat yapıyorsunuz demektir. Böyle bir yol ilerleyen yıllarda ucuza mal satmak için çok çalışmak anlamına geliyor.

İhracat ve ithalat kilo fiyatlarımıza baktığımızda enteresan bir durumla karşı karşıyayız.

pastedGraphic_2.png

Kilo başına ihracat fiyatımız düşüyor ve ithalatın kilo başına fiyatından daha düşük. Ancak 2020 yılı hariç kilo başına ithalat fiyatları da düşme eğiliminde. 2021 yılında hem ithalat kilo başına fiyatları önemli ölçüde artarken, hem de ihracat kilo fiyatlarımız bir miktar artmış görünüyor. 

İthalat kilo başına fiyatlardaki 2021 yılındaki artış korona sebebiyle tedarik ve üretim zincirindeki bozulmaya bağlı görünüyor. Asansör sektörünün en fazla ithalat yaptığı Çin’de 2021 yılında korona sebebiyle üretimdeki aksama ve nakliye problemleri buna sebep olmuş gibi. İhracat kilo fiyatındaki sürekli hale gelen düşüşün 2021 yılında küçük bir artışa dönmesi Çin’in eksikliği bir miktar başarıya çevirdiğimizin işareti. 

Her zaman aklımızda tutmalıyız ki, ithal edilen asansör ve asansör aksam parçaları dünya markalarının ürünleri olduğu için, ihracat kilo fiyatımızın ithalat kilo fiyatından düşük olması gayet normal. İhracat kilo fiyatımızı, zamanla kalite algısı ve marka oluşturarak artırma imkanı ve potansiyelimiz var. 

Orta ve uzun vadede kilo başına ihracat fiyatımızı yükseltmemiz şart. Bunun yolu da ihraç ettiğimiz asansör ve asansör aksamalarının kalitesini, teknolojisini yükseltmek ve global bir marka olarak satış yapmaktan geçiyor.

Yazımızın önceki bölümlerinde belirttiğimiz üzere, Türkiye düşük kar seviyesindeki aksam parça ile yüksek karlılıktaki komple asansör ihracatını eşit tutarda yaparken, % 78 oranında komple asansör ithal ederek bize bu ürünleri satanlara daha çok para kazandırmaktadır. İhracat kilo fiyatlarımızın ithalat kilo fiyatlarının nerdeyse yarısı seviyesinde olması da aynı noktaya işaret etmektedir. 

Bu noktada şunu söylemek gerekiyor: Türkiye asansör ve asansör aksam parçasında üretim kabiliyeti olarak rüştünü ispat etmiştir; artık otomotivde, tekstilde yaşanan hatalardan ders alarak asansör aksam parçasından ziyade global markalar oluşturarak komple asansör satışına yoğunlaşmak gerekiyor. Bunun bize ne kazandıracağını ihracat kilo fiyatlarımız ile ithalat kilo fiyatlarımıza bakarak basitçe görebiliriz: Asansör aksam parçası satmak yerine komple asansör sistemi satmamız durumunda satış fiyatlarımızı dolar bazında % 50 artırmamız mümkün. Hele bir de sattığımız komple asansörlerin bakımını yapabilecek servis ağını yurtdışında da kurabilirsek OTİS’in dolar bazında % 23 karlılık oranını zorlamak bile mümkün olabilir. 

İhracat Tek Çıkış Yolumuz

İhracatımızın % 75’ini 20 ülkeye yapıyoruz. İhracat yaptığımız toplam ülke sayısı 134. 

Ne kadar çok ülkeye ihracat yapabilirsek ve ülkelere yaptığımız ihracat bir iki ülkeye yoğunlaşmaz ise dış ticarette o kadar az risk altındayız demektir. Bunu başarabilirsek bir veya iki ülke piyasasında yaşanacak olumsuzluklar toplam satışlarımızı en az etkileyecektir.

Diğer yandan, toplam ithalatımızın % 65’ini Çin’den yapıyoruz. 2021 yılında başlayan ve halen devam eden Çin piyasasında korona virüsünden kaynaklı yaşanan tedarik sıkıntısını, yerli üreticiler olarak hem ülkemiz, hem de ihracat yaptığımız diğer ülkeler için çözmemiz ve pazar payımızı artırmamız mümkün. 2020 ve 2021 yılındaki ihracat artışımızın bir kısmı bu fırsatı iyi değerlendirmemizden kaynaklanıyor. Yakaladığımız bu avantajı kaybetmememiz gerekiyor.

En çok ihracat yaptığımız 20 ülkeye baktığımızda, bu ülkelerin komşu ve yakın çevre ülkelerden oluştuğunu görüyoruz. Sanki uçağa atlayıp biraz daha uzak mesafedeki ülkelerin pazarlarını da gözden geçirmemiz gerekiyor gibi.

İhracatta yakaladığımız bu ivmeyi sektör olarak kaybetmemeliyiz. Yurtiçi piyasa tekrar hareketlense bile ihracat şirketimizin temel önceliklerinden olmalı. Hatta “Bu şirketin 3 yıllık hedefi satışlarının en az yarısının ihracat olmasıdır” yazarak satış, pazarlama ve ilgili tüm birimlerinin duvarlarına asmalıyız ki kimse hedefimizi unutmasın. İhracat, satış bedelinin peşin veya peşine yakın olması sebebiyle, yurt içi piyasada vadeli çeklerle uğraşmaktan ve batan şirketler sebebiyle alacaklarımızı tahsil edememe riskinden bizi uzak tutacaktır. 

Son söz olarak tekstil ihracatçılarının düştüğü hataya düşmemeliyiz. Tekstil ihracatçıları, sektörün hareketli olduğu günlerde, ihracat fiyatında birbirleri ile girdikleri rekabet sonucu ihraç fiyatlarını inanılmaz düşürdüler. Sonuç: Çoğu iflas etti veya karın tokluğuna ihracat yapmak zorunda kaldı.