Türkiye Asfed Yönetim Kurulu Ve Dernek Başkanları Pandemi Sürecini Değerlendirdi

Türkiye ASFED Yönetim Kurulu ve Dernek Başkanları Pandemi Sürecini Değerlendirdi

 

Mustafa Demirbağ / Türkiye ASFED Başkan Yardımcısı

ANASDER Yönetim Kurulu Başkanı

Bu süreçte derneğiniz üye firmalardan aldığınız geri dönüşlere göre; sektörün ekonomik yapısı koronavirüs salgınından nasıl etkilendi?

Salgınında ciddi şekilde etkilenen tüm sektörler, virüse karşı kendilerini savunmanın yöntemleri arama çabası içerine girmiştir.  ANASDER üreticileri, tedarikçileri, montaj ve hizmet sağlayıcıları dahil olmak üzere tüm sektör bileşenleri ile salgının etkisini değerlendirerek ve salgında karşılaşılan sıkıntıları müşterileri ve çalışanlarıyla aşmak için gerekenleri yapma çabası içerisinde olmuştur. Salgın sürecinde üyelerimizin başlıca endişeleri:

  • Personel güvenliği ve işletmenin faaliyetlerinin devamlılığı: İmalat ve hizmet sektöründeki çalışanlarından birine virüsün bulaşması durumunda firma bünyesindeki herkesin teste tabi tutulması veya 14 günlük karantinaya alınması endişesi.
  • Mali boyutu: Karantinaya giren işletme ve çalışanları mali yönden etkileneceği üretim ve hizmet aksamalarının yaşanması endişesi.
  • Hizmet Devamlılığı: Sokağa çıkma kısıtlamaları ilk olarak yayınlandığında asansör sektörünün hizmetini devam ettirme endişeleri. Hizmet veren asansörlerin kullanımının devam etmesi dolayısıyla asansörlerin güvenli kullanılabilmesi için bakımının ve arıza servisine devam edilmesi gerektiği. Bu konuda derneğimiz İçişleri Bakanlığı İller İdaresi Başkanlığı ile yazışmalarda bulunarak asansör servis hizmetinin gerekliliği bildirilmiştir. Sanayi odası komitesindeki temsilcilerimiz ile görüşülmüş ve Valiliğe durumunun önemini arz eden yazışmalar yapılmıştır.

ANASDER bu süreçte üyeleri ile sürekli irtibat halinde olarak pandemi sürecinde bilgi paylaşımlarında bulundu. Hizmet sektöründe çalışanları korumak ve muayene personellerinin de güvenliğini sağlamak için asansörlerin dezenfektanı mecburidir. Dezenfektanın mutlaka işin uzmanları tarafından halk sağlığını tehdit etmeyecek doğru kimyasallar kullanılarak yapılması, gerekirse apartman yönetimleri veya belediyelerimizin kayıt altında bulunan asansörlerden başlayarak belli aralıklarla asansörlerin dezenfektanını sağlaması gerekmektedir. Dezenfektan için yapılacak başvurular kayıt altına alınmayan asansörlerinde belirlenmesinde etkili olacaktır.

Sürecin olumsuz etkilerini telafi etmek için neler yapılabilir?

Nisanda ve mayıs ayında  imalatçılarımız üretiminde azalma fark edilir seviyelerdedir. Salgının neden olduğu huzursuzluk talebin daha da azalması, işsizliğin artmaması ve üretimin devam etmesi için ülkemizde üretilen ürünlerin tercih edilmesi mecburiyet arz etmiştir.  Yıllardır yerli malı tercih edilmesi konusundaki genelgeler kesinlikle uygulanmalı ve öncelik sebebi olmalı, yerli malı tercih edilmemesinin sebepleri araştırılmalıdır. Bu tür kriz durumlarında ülkemizde kullanılan ithal ürünlerin tedarikinde de yaşanılan sıkıntılar ile işletme maliyetleri değerlendirildiğinde yerli malı kullanmanın önemi ve avantajı anlaşılmaktadır.

 Bu süreç ülkemiz için yeni bir başlangıç olabilir. Avrupa’nın Uzakdoğu bağlantılı üretim ve tedarik zincirlerinin ülkemize yönelmesi için sektörümüz gerekli sanayi alt yapı, imalat ve tecrübeli insan gücüne sahiptir. Avrupa ülkelerinin ürün taleplerinde ülkemize yönelme düşüncesini  öne çıkarma, konum avantajını güçlendirme gayreti içerinde olmalıyız.  Ümidimiz virüsün etkilerinin kısa sürede yok olması yönündedir. Krizin etkilerinin uzun sürmesi veya ileride daha büyük krizlerde yol haritamızın belirlenmesi ve ülke refahımızın sağlanması bugünlerde atılacak adımlarla sağlanacaktır. Aksi takdirde yeni krizler daha büyük ekonomik çöküşler yaratacaktır. Ülkemizin birlik ve bütünlüğünde sektör olarak gücümüzü kullanma gayreti içerisinde olduğumuz belirtir sağlık ve esenlik dolu günler dilerim.

Sabahattin Baki

Türkiye ASFED Yönetim Kurulu Üyesi

2018 yılının Temmuz ayında başlayıp 2019 yılı boyunca devam eden çok ciddi ekonomik sıkıntı yaşayan ülkemiz, 2020 Ocak ayı içinde biraz kıpırdanma gösterir olmuştu. Ancak dünyayı ve ülkemizi saran Covid - 19 virüs salgınıyla yeniden ekonomide sıkıntılı bir sürecin içine girdi. Bu süreç ülkemizdeki tüm sektörleri etkilediği gibi asansör sektörünü ve bu sektörde hizmet veren firmalarımızı etkiledi. Özellikle tahsil edilemeyen çekler, ödenmeyen bakım revizyon ücretleri firmaları ekonomik zorluğun içine soktu. Bu bir çember etkisi ile ödemelerini alamayan firmalar, tedarikçilerine ve çalışan personellerine ödemelerini yapamadılar. 2019’dan bu tarafa yavaşlayan inşaat sektörü, düşen konut satışları da işin tuzu biberi oldu diyebiliriz.                                                   

Bir taraftan da sürecin olumlu yönde ivme kazanabilmesi için, yaşanan pandemi ortamından bir an önce ülke olarak kurtularak firmalarımızın bozulan ekonomilerini düzene sokması gerekmektedir. Bunun için de işimize sarılıp, üretmekten başka çaremiz yok.  Bu işin temel noktası, inşaat sektörünün canlandırılması, firmaların ödemelerinin zamana yayılması gibi kolaylık sağlanması gerekiyor. Elbette her zaman umut vardır ve bizler bu umut olan yöne yüzümüzü çevirmeli ve önlemlerimizi alarak çalışmaya devam etmeliyiz.

Nermin Boyacıoğlu

Türkiye ASFED Yönetim Kurulu Üyesi / Eğitim Komitesi Başkanı

Pandemi sürecinde asansör firmalarının elbette ki pek çok ekonomik kaygıları oldu. Ama açıkçası bundan daha öncelikli kaygımız, bu süreçte çalışması zorunlu olan sektörler grubunda olmamız nedeniyle bulaş riskinin en yüksek olduğu toplu ulaşım aracı olan asansörlerde çalışmak zorunda olmamızdı. Çalışanların korunması, hijyen önlemlerinin alınması, bu alanda planlamaların yapılması başlangıçta hepimizi çok fazla tedirgin ederek zorladı diyebilirim. Ben sürece olumlu yönden bakmak istiyorum aksi hali bize çok fayda sağlamayacaktır. Çünkü bu süreçte, pek çok sektöre göre şanslıydık. Şartlar çok zor ve ağır olsa da bakım ve revizyon yapan pek çok firmamız en azından çalışmaya devam etti. Bakımlarımız aksamadı, revizyonlarımız ve daha öncesinde aldığımız montaj işlerimiz sürdü. Bu açıdan baktığımızda tamamen durma noktasına gelen serktörler gibi bir kaos yaşamadık, işçilerimiz çıkartmak zorunda kalmadık. Bence bunlar çok bu süreçte çok kıymetliydi ve bu açıdan baktığımızda sürekli olumsuz düşünmemek gerekiyor.

Bir başka konuda; evet koronavirüs şuara biraz daha azaldı, hayat yavaş yavaş normale dönmeye başladı ama hiçbir şey artık eskisi gibi olmayacak. Biz de bu aşamada, sürece uyum sağlamalı ve asansörlerimiz bu döneme göre revize etmeliyiz. Örneğin; bakteri ve mikrop üretmeyen kabinler, butonlar, kapılar, sesle çalışan akıllı asansörler için hızla çalışmaya başlamalıyız. Süreci gelecek vizyonuna göre yönetebilen firmalar bu işten daha az yara alacaktır diye düşünüyorum. Ayrıca bu süreç bize unuttuğumuz pek çok şeyi yeniden hatırlattı. İşimizin önemi gibi. Bu zor günlerin telafisi ancak birlik ve beraberlik içinde çalışmaktan geçiyor, diye düşünüyorum. Tüm meslektaşlarıma, umutsuzluğa kapılmadan akıl birliği ile bu zor zamanları atlatacağımız sağlıklı günler diliyorum.

Barış Sancak

DOKAS Yönetim Kurulu Başkanı

Süreçte en büyük sorun ve geri dönüş; bakım, arıza ve periyodik kontrole, yönetmelik gereğince gebe bırakılan firmaların personelini nasıl virüsten koruyacağı konusunda oldu. Zira asansörler virüs taşıyan makineler haline dönüştüler ve güvenlik ekipmanlarının tedariki konusunda önemli sorunlar yaşandı.

Sürecin firmalarımıza maddi zararları fazlasıyla oldu. İşsizliğin önüne geçebilmek için firmalara personel çıkarma yasağı konuldu ve süreçte ticaret yapamayan firmalar sigorta ve maaş ödemek zorunda kaldı. Süreç henüz bitmiş değil, firmaların ertelenmiş sigorta vergi ödemelerinin erteleme vadeleri geldiği zaman mevcut ay ile çakışacağı için o konular da firmalara ödeme kolaylığı sağlanmalıdır. Ayrıca ödeme alamadığı için ödemelerini yapamayan sicili bozulan firmalar, kredi desteklerinden mahrum kaldı. Bu konuyla alakalı da özel kararlar alınarak, firmaların iyi niyetli olanlarına kredi desteği verilmelidir.

Mehmet Akgöz

GAYSAD Yönetim Kurulu Başkanı

Pandemi sürecinde firmalarla yapmış olduğumuz görüşmelerde bu sürecin sağlıklı bir şekilde atlatılabilmesi için asansörlerde hijyen kurallarının uygulanması için dezenfekte çalışmalarının yapılmasını, asansörlere arıza ve bakım için giden çalışanların maske, eldiven, siperlik kullanmalarını özellikle vurguladık. Yine sosyal mesafe açısında asansörlerin zorunlu haller dışında (hastalık) kullanılmamasını, kullanılmasının gerekli olduğu hallerde kapasitesinin yarısının aşılmamasını asansör içerisine ve dışarısına asılan uyarı yazılarıyla nihai kullanıcıları bilgilendirdik. Elbette bu dönemde işlerimizde aksamlar oldu ama öncelik toplum sağlığı olduğu için, sağlıklı çalışma koşullarından ödün vermeden çalışmaya devam ediyoruz. Üye firmalarımız tamamına bu konudaki uyarılarımızı da sık sık hatırlatıyoruz.

Naim Pedük

KAYSAD Yönetim Kurulu Başkanı

Dönemin başında tüm firmalar gibi çalışanlarımız ve toplum sağlığını korumak için önlemleri alma konusunda ciddi çabalar sarf ettik. Bu konuda hem Sağlık Bakanlığı hem de Türkiye ASFED ile sürekli istişarelerde bulunarak uygulama yöntemleri konusunda organize olmaya çalıştık. Ortak bir dil kurduktan sonra Kayseri’deki tüm firmalarımıza süreci anlatan uyarılarda bulunmaya çalıştık. Ama elbette bize gelen pek çok olumsuz durum da oldu. Çünkü süreçte pek çok inşaat durduğu gibi yeni işler tamamen hayal oldu. 2020  Ocak- Şubat ayında hafif bir toparlanma etkisi görürken mart ayında salgın ile birlikte hızlı bir düşüş yaşamaya başladık.

Şu anda önemli olan öncelikle sağlık önlemlerini almak ile birlikte ekonomik olarak toparlanma süreci için de gerekli destek paketlerinin hem üretici hem de montaj alanında desteklenmesi gerekmektedir. Kayseri’de çok güçlü ve büyük firmalar olmasına ve inşaat sektörü açısından gelişime çok açık olmasına rağmen tüm işler durma noktasına geldi. Yeni normal süreci ile birlikte bir toparlanma etkisi görmeye başlayacağımız düşünüyorum. Umuyorum tüm meslektaşlarımız bu süreçten en az yara ile toparlanma etkisini hissetmeye başlar.

Atilla Verim

OKASDER Yönetim Kurulu Başkanı

Öncelikle her sektörde olduğu gibi öncelikli olarak psikolojik sonra da ekonomik olarak etkiledik. İlk düşüncemiz kendimizi, ailemizi ve çalışanlarımızı nasıl koruyacağız endişesi oldu. Bu endişe ile birlikte devamında sürecin tahminlerden uzun sürmesi ile ekonomik kaygılar baş göstermeye başladı.  Sokağa çıkma yasakları, kısıtlamalar derken mevcut çalışma saatlerimiz kısıtlanırken, çoğu zaman ise tamamen çalışamadık. Samsun’da genel çalışma alanlarımız Samsun ile birlikte çevre illere de yöneliktir. Bu sebeple özellikle çevre illerdeki bakımlarımızda, şehirler arası seyahat kısıtlaması nedeni ile, kısa süreli de olsa aksamalar oldu. Böyle bir olayla neredeyse ilk defa karşı karşıya gelen sektörümüzün, yine de süreci başarılı atlattığı kanâatindeyim. Samsun’daki pek çok üye firmamız çalışmalarını aksatmadan devam etti, gerekli güvenlik önlemlerini ihmal etmeden çalıştı. Biz de sık sık bu konuda üye firmalarımıza hatırlatmalarda bulunduk.

Şimdi bu sürecin olumsuz etkilerini telafi etme dönemindeyiz. Pandemi öncesinde halihazırda sektörümüz ekonomik kriz ile boğuşuyordu, pek çok yerde inşaatlar durma aşamasındaydı. Tüm bunlara bir de pandemi etkisi eklenince elbette sektör olarak ayakta kalabilmek için daha  fazla ekonomik desteğe ihtiyaç duymaktayız. Pandeminin olumsuz etkilerinin telafisi için devlet desteklerinin arttırılması gerekmektedir. Sıkıntıda olan pek çok firma bulunuyor, en azından bunların vergi borçları, sigorta primleri ötelenmeli veya durumları incelenip, uygun bulunanların da borçları silinmelidir. Bu dönemde faizli banka kredilerinin borç yükünü daha da çok arttıracağını düşünüyorum.  Eğer kredi verilecekse, uzun vâdeli ve düşük faizli veya faizsiz kredi verilip küçük esnafın elinden tutulmalı daha çok ekonomiye katkı sağlayacaktır.