Elinin Hamuruyla Çelik Levhalara Meydan Okuyor

ELİNİN HAMURUYLA ÇELİK LEVHALARA MEYDAN OKUYOR Sevim Gagi, 48 yaşında bir kabin ustası. Eskişehir’de SİTİMEK Asansör’ün kabinlerini toparlayıp montaja hazır hale getiren Gagi, işini büyük bir ciddiyet ve aşkla yapıyor. Çünkü o erkek işi diyerek pek çok kadının cesaret edemeyeceği bir işi, senelerdir başarıyla yapıyor olmanın gururunu yaşıyor.   İki torun sahibi olan Sevim Gagi, 1992 yılında iki çocuğu ve eşi ile birlikte Bulgaristan’dan Eskişehir’e göçen Bulgar Türkleri arasında. Türkiye’ye gelmesi ile birlikte pek çok işte çalışmış  ama en son girdiği asansör işine sarılarak bir daha da kopmamış. İşini çok severek yaptığını söyleyen Gagi, atölyeye gelen ham levhaları birleştirerek kabin haline getiriyor. GAGİ: “Zor iş diye bir şey yok” Sevim Hanım, bize öncelikle kendinizi biraz tanıtır mısınız? 48 yaşındayım, evliyim 2 çocuğum var , iki de torunum var. 1992 yılında Bulgaristan’dan Türkiye’ye Eskişehir’e geldik. Oğlum 2,5 yaşındaydı, kızım 6 aylıktı. Farklı işler yaptım ama 2011 yılında asansör sektörü ile tanıştım. O taraftan bu tarafa da sektördeyim. İlk olarak bu işe butondan başladım. Buton imalatında 3 sene çalıştım. Dijital kartlarını yaptım. Sonra otomatik kapı sistemlerinde çalıştım. Ardından Sitimek’te Ekrem Bey ve Nemin Hanım ile tanıştım. 20014’ten bu tarafa da imalatta onlarla beraber kabin işindeyim. Yani zor iş diye bir şey yok. Butondan başladık, kapı, kabin derken darısı montaj yapıp kuyuya inmekte. Burada yaptığınız işlemi biraz anlatır mısınız? Benim burada işim ön hazırlık. Kaynaktan sonra gelen panelleri bu şekilde birleştiriyorum montaja hazır hale getiriyorum. Levhaları birleştiriyorum, boyasını yapıyorum, vidasını sıkıyorum, sonra topluyorum. Montaja geldiğimizde, taban ve tavanın kaynağı bittikten sonra montaja geçiyoruz. Ardından kabinin paslanmazını geçiriyorum, hepsi bittikten sonra da dış taraftan vidalarını sıkıp kabini tamamlıyoruz. Ham haliyle geliyor, buradan kabin olarak çıkıyor. “İşimi çok seviyorum” İşini çok severek Yapan Sevim Gagi; ham bir levha iken bambaşka bir ürüne dönüşen kabinlerini ince bir oya yapmanın dikkati ve şefkati ile yaklaşarak büyük bir zevkle yapıyor. Çünkü onun için ürettiğinin bir yerlerde kullanılıyor ve insanların işine yarıyor olduğunu bilemenin duygusu paha biçilmez.  İşinizi seviyor musunuz? Tabi! Çok seviyorum. Her vida bir heyecan. Buradaki bu birleştirme işinde hiç yoktan bir şeyi ortaya çıkartıyorsunuz, bir şey üretiyorsunuz. Bu çok heyecan verici. O üretimin ardından bitmiş halini görüyorsun, bi şu levhalardan oluşan ham halini düşünün bir de bitmiş kabin olmuş halini düşünün. Ürettiğin bir ürün senin elinden çıkıyor ve bir yerlerde kullanılıyor. Bilmiyorum çok değişik bir duygu ben çok seviyorum işimi. Sevim Gagi Balkanlar’dan Türkiye’ye Eskişehir’e geldikten sonra asansör sektöründen önce pek çok işte çalışmış. Ama son girdiği bu sektörü çok sevmiş ve bırakmayı da hiç düşünmemiş. Farklı bir iş yapsaydım dediğiniz oldu mu? Farklı işlerde de çalıştım. Bir dershanede çalıştım, bir gazetede ön muhasebe yaptım. Pek çok iş yaptım, yapmadım değil. Ama 2011 yılından beri bu işe girdim bir daha da bırakamadım. Sağlığım müsaade ettikçe devam ederim. Ben hem sektörde beraber çalıştığım insanları hem de işimi çok sevdim. Bu işte kendimi buldum. Hem keyif alıyorum hem de ekmeğimi kazanıyorum. Bu benim için çok önemli. Biz Bulgar göçmeniyiz. Benim el yatkınlığım biraz Balkanlarda aldığımız eğitime bağlı. Orada aldığımız eğitim, el becerisine dayalı pek çok dersi içeriyordu. Bizi  5. Ve 6. sınıfta torna tesviye atölyelerine verirlerdi. Biçki dikiş, el işleri dışında ayırt etmeksizin torna tezgahlarında da eğitim alırdık. Dolayısıyla bu işlere el yatkınlığı biraz da oradan geliyor. O eğitimin ardından sanayi içinde çalışmak bize çok aykırı da bir şey değil. Neden asansör ustaları da kadınlar olmasın Mesleğin cinsiyetinin olmadığının en güzel kanıtlarından birisi olan Sevim Gagi, yaptığı temiz işçilik ve çalışma disiplini ile sektörümüzün yüz akı kadın çalışanlarından birisi. Severek yaptığı bu işte başarısı da bu bakış açısında yatıyor. “Kimse yapamam demesin, yeter ki kalbiniz, aklınız işlesin” diyerek kadınları her alanda üretime de davet ediyor.  Kadınlara tavsiye eder misiniz? Valla kimse yapamam demesin, çalışınca oluyor. Bir de kadın işi erkek işi diye bir şey yok. Mutfak hep kadınların alanı diye görülür ama en iyi aşçılar hep erkeklerdir. Neden asansör ustaları da kadınlar olmasın ki... İsteyen herkes başarabilir. Açıkçası çünkü kadın işi erkek işi diye bir şeye inanmıyorum ben. Bunu herkes yapabilir yeter ki kalbiniz yüreğiniz aklınız işlesin...Çalışacağım deyin yeter ki... Herkes çalışsın kadınım deyip evde kimse oturmasın. Üretime katkı sağlasın. Ancak böyle ülkemiz gelişir, ekonomimiz güçlenir. Kadın için sadece evin içi değil dışarda da bir hayat var.