X. Asansör Sempozyumu İzmir’de Gerçekleşti

 

TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası ve TMMOB Makina Mühendisleri Odası adına İzmir Şubeleri yürütücülüğünde geleneksel olarak düzenlenen Asansör Sempozyumu, pandemi koşulları sonrası Türkiye’de düzenlenen ilk etkinliklerden birisi oldu. İzmir’de 10’uncu kez düzenlenen sempozyum, 18-20 Kasım 2021 tarihleri arasında gerçekleşti. Açılış oturumu ile paneller yüz yüze gerçekleşirken, bildiri sunumları çevrim içi düzenlendi. 

YENER: “ASTEK ÇALIŞMALARI İŞLEVSEL KILINMALI”

Mühendislerinin eğitimi ve belgelendirmesi yönünde çok yönlü çalışmalar yürüttüklerini anlatan TMMOB Makine Mühendisleri Odası (MMO) Yönetim Kurulu Başkanı Yunus Yener, “Ülke genelindeki eğitim merkezlerimizde asansör, asansör avam proje hazırlama, mühendis yetkilendirme, asansör mühendis yetkilendirme, asansör periyodik kontrol muayene elemanı, asansör yetkili servis teknik sorumlusu, asansör montajcısı ve bakım onarım  başta olmak üzere birçok alanda mühendis ve ara teknik elemanlara yönelik uygulamalı eğitim de dahil olmak üzere eğitim kurs belgelendirme faaliyetlerine devam ediyoruz” dedi. 

Sektöre hizmet vermiş veya verebilecek yüzlerce işsiz uzman mühendisin olduğuna işaret eden Yener, şöyle konuştu: 

“Makine Mühendisleri Odası olarak böylesi yanlış uygulamalara izin vermeyeceğimizi sürekli olarak mücadele edeceğimizi tekrar belirtmek isterim. Sektörle ilgili kalıcı ve sürekli çalışmalar yapılması amacıyla kurulan ASTEK çalışmalarının daha işlevsel kılınmasının gerekli olduğunu bir kez daha ifade ederim. Merdiven altı firmaların haksız rekabet yaratarak sektöre zarar vermelerini önlemenin bir yolu da piyasa gözetimi ve denetimi mekanizmasıdır.”  

MMO’nun ülke genelinde yaygın bir örgütlenme altyapısı ve kadrosu olduğuna vurgu yapan Yener, “Odamızın daha aktif olarak görevlendirmesine yönelik idari düzenlemelerin yapılmasını beklediğimizi önemle belirtmek isterim” dedi. 

PALA: “ASANSÖRLERDE NESNELERİN İNTERNETİ UYGULAMALARI TESİS EDİLECEK”

TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Pala, Asansör Periyodik Kontrol Yönetmeliği’nin ekinde yer alan kontrol kriterleri listesinin disipliner bir uzmanlık gerektirdiğini vurguladı; “Gelişen teknoloji ile birlikte asansörlerde daha fazla sensör ve daha fazla elektronik devre göreceğiz. Akıllı binalarda nesnelerin interneti uygulamaları kapsamında giren çözümleri kullanıldığı asansörleri tesis edeceğimiz günler çok da uzak değil. Önümüzdeki yıllarda asansörler için EMO üyesi mühendislerin uzmanlıklarına daha fazla ihtiyaç duyulabileceğini de öngörüyoruz” dedi. 

YALÇIN: “ASANSÖRLERİN PERİYODİK KONTROL ÇALIŞMALARINI BAŞLATTIK”

TMMOB Makine Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Melih Yalçın, “O yıllarda Elektrik Mühendisleri Odası İzmir Şubesi ile birlikte İzmir'de çeşitli belediyelerle protokoller düzenleyerek, aslında Türkiye’de ilk defa asansörlerin periyodik kontrol çalışmalarını başlatmış olduk. Daha sonra bu çalışma 2016 yılı itibariyle bildiğiniz asansör Sempozyumu düzenlemeye dönüşmüştü. Uyumlu, anlayışlı ve karşılıklı saygı ve güvene dayanan bir 28 yıl geçirdiğimizi düşünüyoruz” dedi.

UĞURLU: “MÜHENDİSLİK KAPASİTEMİZİ İMALAT ALANINDA KULLANMALIYIZ”

Kemalpaşa’da yaşanan asansör kazasını gündeme alan TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Şebnem Seçkin Uğurlu,  kazada bir vatandaşın yaşamını yitirdiğini hatırlattı. Uğurlu, ruhsatı olmayan, gerekli mühendislik hizmetini almayan, bakımları ve periyodik kontrolleri yapılmayan asansörlerin tehlike saçtığına dikkati çekti. 

İzmir Şubesi olarak düzenledikleri her toplantıda üretim ekonomisine ve teknoloji geliştirmeye vurgu yaptıklarını kaydeden Uğurlu, asansör alanındaki mühendis istihdamına değindi. Uğurlu, sözlerine şöyle devam etti: 

“Dünya pazarını elinde tutan çok uluslu şirketlerle rekabet etmek için mühendis odaklı bir sektör yaratmak, teknolojik gelişmeleri takip edip Ar-Ge çalışmalarına önem vermek zorundayız. Bu alandaki iyi eğitimli iş gücümüz, aynı zamanda Ar-Ge yapacak, teknoloji geliştirecek niteliktedir. Atıl bırakılan mühendislik kapasitemizi imalat alanında kullanmamız gerektiğini bir kez daha vurgulamak isteriz.”

BOZDAĞ: “TASFED AKADEMİLERİ ARACILIĞIYLA KALİFİYE PERSONEL YETİŞTİRİYORUZ”

Türkiye Asansör Sanayicileri Federasyonu Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Cem Bozdağ, 18 derneğin federasyon çatısı altında bir araya geldiğinin altını çizdiği konuşmasında, sektörel eğitime verdikleri öneme vurgu yaptı. Milli Eğitim Bakanlığı ile imzalanan protokol kapsamında asansör akademileri kurarak, sektöre nitelikli personelin yetişmesi adına çalışmalar yaptıklarını hatırlatan Bozdağ,  Ankara, Eskişehir ve Kayseri’de açılan TASFED akademilerinin bir yenisinin yakın zamanda Gaziantep’te açılacağını söyledi. Bozdağ, “Böylece sektörümüzün ihtiyacı olan bilgili kalifiye personel konusunda destek olmaya çalışıyoruz” dedi.   

ÖĞÜŞLÜ: “BÖLÜNEREK ÇOĞALAN SEKTÖRDE HAKSIZ REKABET KAÇINILMAZDIR”

Ege Asansör ve Yürüyen Merdiven Sanayicileri Derneği (EAYSAD) Başkanı Mert Öğüşlü,  son yıllarda yasal mevzuatlara uygun çalışmayan asansör firma sayısında artış olduğuna dikkati çekti. “Bu firmaların asansör tesisi ve aylık periyodik bakım hizmetleri yaparak, haksız kazanç sağlamaları yasal mevzuatlara uygun çalışan firmalarımızı zor duruma sokmaktadır” diye konuşan Öğüşlü, aşırı düşük fiyat politikalarının haksız rekabete yol açtığını ve hizmet kalitesinin düşürülerek belgeli ve tecrübeli personel çalıştırma imkanının ortadan kaldırıldığını söyledi. 

Öğüşlü, şunları söyledi; 

“Yönetmelikler kapsamında asansör firma kuruluşu için talep edilen belgelerin tam olarak neler olduğunun, firmanın hangi kriterleri yerine getirmesi gerektiğinin netleştirilmesi gerekmektedir. Firma sayısındaki artış ile bölünerek çoğalan sektörün haksız rekabet koşulları, düşük ihale teknikleri, ucuz bakım ücretleri, kalitesiz bakım montaj işleri ile karşı karşıya kalması kaçınılmaz olacaktır. Teknik konulara haiz, eğitimli, yeterli donanıma sahip personel istihdam eden ve her asansörün aylık bakım hizmetini ve yıllık periyodik kontrollerine eşlik etme zorunluluğu bulunan yerli asansör sanayisinin daha fazla desteklenmesini ve yaşadıkları haksız rekabetin önüne geçmek suretiyle firmalarımızın fiyat politikasına yardımcı olması amacıyla Bakanlığımızın ilgili kurumlar ile irtibata geçerek bu konuda sektörümüze katkı sağlanmasını talep etmekteyiz.”

TARGIT: “YETKİLİ KURUMUN MENSUBU OLMAK, ESAS ÇOCUĞU HAKİR GÖRMEYİ GEREKTİRMEZ”

Asansör ve Yürüyen Merdiven Sanayicileri Derneği (AYSAD) Başkanı Sefa Targıt, geçmiş sempozyumlardaki konuşmalara ve sonuç bildirgelerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu ve “Sektörde üretim yapan montaj yapan firmaların biraz aşağı görüldüğü bir eda var” dedi. 

“Muayene kuruluşu olmak veya bir yetkili kurumun mensubu olmak esas çocuğu hakir görmeyi gerektirmez” diye konuşan Targıt, “Bu bir takım oyunudur” dedi.

Daha önceki sempozyumlarda ASTEK’in daha işlevsel hâle gelmesi önerilerinin dile getirildiğini hatırlatan Targıt, “Bu önerilerin yapıldığı zamanlar ASTEK bugünkünden daha işlevseldi.Orada biraz kan kaybettiğimizi gösteriyor” değerlendirmesinde bulundu. 

Meslek odalarının akademik düşünceyi skolastik düşüncenin önüne geçirmek için gayret içinde olduğunu belirten Targıt,  mühendislik uygulamalarının fenni usullere dayandırılması gerektiğinin altını çizdi.

ASGARİ BAKIM FİYAT TARİFESİ HAKKINDA BİLDİRİ

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Sanayi Genel Müdürlüğü Asansör ve Teleferik Şube Müdürü İlyas Menderes Büyüklü’nün oturum başkanlığı yaptığı sempozyumun ilk oturumunda sektörün gündemi yeniden belirlendi. “Asansör Piyasa Gözetimi ve Denetimi Uygulamaları ve Gelecek Perspektifi” konulu sunumu ile sahneye çıkan Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Sanayi ve Teknoloji Uzmanı Murat Yazgan, bakım ücretlerinde asgari fiyat tarifesi getirilmesinin sektöre önemli katkılar sağlayacağını savundu. Yazgan, tüm ilgili tarafların olumlu görüşünün alınması koşuluyla bakım faliyetlerine asgari fiyat tarifesinin getirilebileceğini söyledi. 

Zorunlu aylık bakımlarda fiyat bazlı çalışmaların yapıldığına dikkati çeken Yazgan, “Bu doğrultuda, tüm ilgili tarafların katılımı ve olumlu görüşlerinin alınması şartıyla, bakım faaliyeti için asgari fiyat tarifesi belirlenmesinin bina sorumlularının daha kurumsal şirketler ile bakım sözleşmesi imzalamasına sebebiyet vereceği, haksız rekabeti azaltacağı, bakım ve onarım kalitesini artıracağı değerlendirilmektedir” diye konuştu.

Piyasa gözetimi ve denetimi (PGD) faaliyetleri hakkında değerlendirmelerde bulunan Yazgan, asansör PGD sonuçlarına ilişkin bilgiler paylaştı: 2009 yılında yaklaşık 617 denetimin yapıldığının altını çizen Yazgan, bu sayının 2020 yılında 6 bine yaklaştığını vurguladı: “Denetimin etkinliğini düşünecek olursak yaklaşık yüzde 48’lere ulaşan uygunsuzluk oranı son yıllarda yüzde 30’lara inmiş görünüyor” dedi. 

Bakım ve onarım faaliyetindeki sorunlara dikkati çeken Yazgan, 2019 yılında kontrol sürecini tamamlamış 117 bin 548 asansöre yeşil etiket tanımlandığını bildirdi. Yazgan, 2020 yılında kontroller sonucu, yeşil etiket alan bu asansörlerin yalnızca 62 bin 242’sinin yeniden yeşil etiket alabildiğinin altını çizdi. 

YETKİLİ SERVİS FAALİYETLERİ İRDELENMELİ 

2019 yılında 90 bin 253 asansöre kırmızı etiket verildiğini, bu sayının 2020 yılında 254 binli rakamlara çıktığını belirten Yazgan, kırmızı etiket sayısının 164 bin artmasına ilişkin “Benim şahsi kanaatim, bunun en önemli sebeplerinden birinin yetkili servis olduğudur. Asansörle en çok temas eden kişi yetkili servis. Bu anlamda yetkili servis faaliyetlerinin irdelenerek bu alandaki kalitenin artırılması asansörün güvenli kullanımı için yürütülen süreçlere azami derecede katkı sağlayacaktır” ifadelerini kullandı. 

“Bu noktada yapılabilecek işlem, asansör yetkili servislerine yönelik hizmet denetimlerini nicelik ve nitelik bakımından artırmak olmalıdır” diye konuşan Yazgan, ilgili mevzuat kapsamında yeterliliği bulunmayanların sektörde faaliyet göstermesine müsaade edilmemesi gerektiğini kaydetti. Türkiye’de 3 bin sekiz HYB’li asansör yetkili servisinin bulunduğunu vurgulayan Yazgan, şöyle konuştu: 

“Kısıtlı kamu kaynakları ile tüm bu TSE HYB sahibi şirketlerin yanında belge sahibi olmadan faaliyet gösteren şirketlerin tüm faaliyetlerinin denetlenmesi mümkün değildir. Şirket sayısının fazla olmasının sebep olduğu rekabetin de göz önüne alınmasıyla haksız rekabetin önlenmesinde bir araç olarak PGD’nin kullanılması önemli hâle gelmektedir. Bu kapsamdaki denetim faaliyetinin etkinliğinin arttırılması amacıyla; periyodik kontrol verilerini içeren veri tabanında yer alan asansör bilgi etiketi bilgileri ve bu asansöre hizmet sunan yetkili servis bilgilerinin eşleştirilerek periyodik kontrolde güvensizlik tespit edilen asansöre hizmet sunan şirketlere odaklanılmasının yararlı olacağı değerlendirilmektedir. Hali hazırda fiili olarak şirket faaliyet alanına gidilerek denetlenen yetkili servis faaliyetlerinin çevrim içi bir sistem üzerinden takip edilerek yine bu sistem üzerinde bakım föylerinin, bakım sözleşmelerinin incelenmesi denetim etkinliğini artıracaktır. Ayrıca, faaliyet gösteren bahse konu şirketlerin TSE HYB belgelerinin çevrim içi sistem üzerinden TSE ile yapılacak bir protokol marifetiyle takip edilmesinin faydalı olacağı değerlendirilmektedir. Diğer taraftan, Hazine ve Maliye Bakanlığı ile yapılacak bir protokol ile bakım faturalarının çevrim içi sistem üzerinden takip edilmesinin bu alanda haksız rekabetin engellenmesine fayda sağlayacağı düşünülmektedir.”

 ONAYLANMIŞ KURULUŞ FAALİYETLERİNDE SIKI DENETİM İHTİYACI

Uygunluk değerlendirme kuruluşlarının faaliyetlerindeki sorunlara ilişkin değerlendirmelerde bulunanan Yazgan, “Piyasaya yeni arz edilen asansöre kırmızı renkli bilgi etiketi iliştirme oranı düşündürücüdür. Ancak, piyasaya arzında onaylanmış kuruluşun doğrudan müdahil olduğu uygunluk değerlendirme yöntemlerindeki uygunsuzluk oranı daha da düşündürücüdür. Ayrıca, asansörlerin birim doğrulamaya dayalı uygunluğu (Modül G) değerlendirme yöntemi ile piyasaya arz edilen asansördeki uygunsuzluk oranının diğer uygunluk değerlendirme yöntemlerinden daha yüksek olması yerli ya da yabancı onaylanmış kuruluş faaliyetlerinin daha sıkı denetlenmesi ihtiyacını ortaya koymaktadır” diye konuşu. 

GÜVENLİK AKSAMLARININ MARKA MODEL BİLGİLERİ GÖRÜNTÜLENEBİLİYOR

Asansör monte edenin güvenlik aksamlarını titizlikle belirlemesi gerektiğini kaydeden Yazgan, ilgili teknik düzenlemeye uygun olmayan asansör güvenlik aksamlarının can ve mal güvenliği riskine sebep olduğunu hatırlattı. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Bursa Ticaret ve Sanayi Odası Mesleki Yeterlilik Sınav ve Belgelendirme Merkezi arasında imzalanan protokole işaret eden Yazgan, “Bu kapsamda öncelikle gerçekleştirilen gözetim faaliyeti ile piyasadan ve gümrük kayıtlarından envanter bilgisi edinilmiştir. Ayrıca, asansör periyodik kontrol verilerinin yer aldığı asansör takip sisteminde açılan yeni bir modül ile asansör üzerinde bulunan güvenlik aksamlarının marka model bilgilerinin, sahada asansör periyodik kontrolü yapan muayene elemanları tarafından tespit edilerek hangi aksamın hangi asansörde bulunduğunun görüntülenmesi hedeflenmiştir. Böylece asansör güvenlik aksamlarının hangi asansörde kullanıldığının takibi yapılabilmektedir” diye konuştu. 

KAZA İSTATİSTİKLERİ İÇİN İLK ADIM

Asansör kazalarına ilişkin istatistiki veri tabanının bulunmadığının altını çizen Yazgan, mevcut durumun raporlanması ve gelecek dönemdeki mevzuat çalışmalarına yön vermesi açısından gerekli çalışmanın başlatılmasının yararlı olacağını söyledi. 

MENDERES BÜYÜKLÜ: “PERİYODİK KONTROL ASLA SON KONTROL DEĞİLDİR”

“Türkiye’de Asansörlerin Uygunluk Değerlendirmeleri ve Periyodik Kontrolleri, Piyasa Gözetimi ve Denetimi Arasındaki İlişki” konulu panelde söz alan Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Sanayi Genel Müdürlüğü Şube Vekili Menderes Büyüklü, uygunluk değerlendirme ile periyodik kontrol arasındaki temel farklılıkları gündeme getirdi. “İki birbirine benzemezin neden birbirine benzemeyeceğini anlatacağım” diye konuşan Büyüklü, asansör süreçlerinin mevzuatlarla tanımlandığını hatırlattı, rollerin birbirinden net çizgilerle ayrıldığını vurguladı. Sanayi Bakanlığının piyasaya arzın engellenmemesini temin ettiğinin altını çizen Büyüklü, “Periyodik kontrol asla asansörün son kontrol değildir” dedi.

ÖZÇAKIR: “ALDIKLARI BELGELERİN İŞLEVLERİNİ BİLMİYORLAR”

“Türkiye’deki Asansörlerin Uygunluk Değerlendirmeleri ve Periyodik Kontrolleri, Piyasa Gözetimi ve Denetimi Arasındaki İlişki” konulu panelde katılımcılara seslenen TASFED Yönetim Kurulu Üyesi İbrahim Özçakır, son dönemlerde B+E Modülüne rağbet olduğunun altını çizdi. Alınan belgelerin işlevleri hakkında bilgi eksikliğinin olduğunu vurgulayan Özçakır, “Bunların alt yapısına baktığımızda kullanılması gereken literatürlerin olması lazım. Bunları da bilmiyorlar. Sonuçlardan da gördüğümüz gibi baktığımızda yeşil etiketi almış bir sene sonra kırmızıya düşmüş firmalar var. Belki bunları firma bazında incelememiz gerekecek, ama en kötüsü de işini doğru yapan firmalarımız bu kategori içerisinde girip sanki sektörün tamamı kötü çalışıyormuş gibi bir izlenim doğurmasıdır” dedi. 

TEST KURULUŞLARINA EŞGÜDÜM ÇAĞRISI 

PGD sonrası montaj firmalarının cezalarla karşı karşıya kaldığını hatırlatan Özçakır, güvenlik komponentlerinin testlerini yapan kuruluşlar arasında eşgüdüm olmadığını söyledi. “Hangi kuruluşun test sonucuna güvenileceği yönünde sıkıntılar var. Böyle baktığımızda da belki de belgelendirme yapan test kuruluşlarında da bir eşgüdüm sağlanması faydalı olacak” dedi. 

BULGURLUOĞLU: “ŞİKÂYET ÜZERİNE YAPILAN PGD’LERE ÇÖZÜM BULUNMALI”

Şikâyet üzerine yapılan PGD’ler konusunda ciddi sıkıntılar yaşandığını kaydeden AYSAD üyesi Oğuzhan Bulgurluoğlu, “Bunlar, haklı şikâyetler olabildiği gibi kötü rekabetin getirdiği, işten ayrılan bir çalışanın şikâyeti gibi bildirimler de olabiliyor. Hiçbir filtreden geçmediği için hem Bakanlığı hem muayene yapan ilgili kurumu hem de asansör firmasını ciddi bir zaman kaybına uğratıyor. Bunun düzenlenmesinde fayda olduğunu düşünüyorum” açıklamasını yaptı. 

BOZDAĞ: “RUHSAT AŞAMASINDA TASARIM İVMESİ BELİRLENMELİ”

Sismik durumlara tabii asansörler hakkında değerlendirmelerde bulunan TASFED Başkan Yardımcısı Cem Bozdağ, 30 Ekim 2020 tarihinde İzmir’de meydana gelen depremi hatırlattı. Depremde pek çok asansörün karşı ağırlıklarının raylardan çıktığını vurgulayan Bozdağ, “Burada gerekli önlemler alınmış olsaydı, bu asansörler çalışmaya devam edebilecekti. Buradaki en önemli konu tasarım ivmesi” dedi. 

Kabinde karşı ağırlık raylarının hesaplanmasında tasarım ivmesinin önemli bir rolü olduğuna dikkati çeken Bozdağ, herhangi bir sismik algılama sistemi çalıştığında tüm kabin ve durak çağrılarının iptal edilmesi, yeni çağrıların dikkate alınmaması ve hareket hâlindeki asansörün hızının düşürülmesi veya durması gerektiğinin altını çizdi. “Asansör duraktayken, otomatik güçle çalışan asansör kapılarını açmalı ve kendisini hizmet dışı bırakmalı ve kapılarını açık tutmalıdır. Manuel olarak çalışan ve otomatik olmayan güçte çalışan kapılara sahip bir asansör bu durumda kalmalı ve kapılar kitlenmemiş olarak hizmet dışı bırakılmalıdır” diye konuştu.  

Çevre ve Şehircilik Bakanlığına çağrıda bulunan Bozdağ, şunları söyledi: 

“Yapı ruhsatlarında binaların tasarım ivmesini kesinlikle ve kesinlikle deprem bölgesinde yaşayan bir ülke olarak belirlenmesi lazım. Bizlerin de asansörleri bu belirlenen tasarım ivmesine göre tasarlamamız gerekiyor. Aksi takdirde deprem bölgesinde biz şu anda kategori 0’a göre asansör yapmaktayız. Çünkü bize de herhangi bir bilgi verilmiyor. Dolayısıyla deprem durumunda da birçok istenmeyen durumla karşı karşıya kalıyoruz. İmar Yönetmeliğinde belediyelerin ruhsat vermesi aşamasında tasarım ivmesinin zorunlu olarak belirlenmesi gerektiğini düşünüyorum.”