“Asansör Üreticileri İle İş Ve Güç Birliği Çalışmalarımız Artacak”

Her türlü ürün ve mamüllerle ilgili usul ve hizmetlerin standardının belirlenmesinde Türkiye’nin tek yetkili kuruluşu olan Türk Standardları Enstitüsü’nde yeni bir dönem başladı. Yeni dönemin mimarı olarak Türk Standardları Enstitüsü’nün Yönetim Kurulu Başkanlığı’na seçilen Prof. Dr. Adem Şahin ile hem TSE’yi hem de TSE’nin asansör sektörü için önemini konuştuk. Tüm sorularımızı içtenlikle cevaplayan Şahin, farklı bir bakış açısı ile TSE’nin yeni vizyonundan, asansör sektöründe yapılması gereken düzenlemelere kadar pek çok konuya değindi.
TSE Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Adem Şahin, önemli bir akademik kariyere sahip. Araştırma görevlisi olarak başlayan kariyeri, seneler içerisinde TOBB Üniversitesi’nin Rektörlüğü’ne kadar uzanan başarılı bir çizgide devam etmiş. Kuşkusuz Şahin’in bu akademik kimliği ve deneyimleri TSE’ye yeni bir vizyon ve yeni çalışma prensipleri getirecektir. Nitekim dergimize yaptığı açıklamalarda da; TSE’nin sürekli araştıran, inceleyen, sorgulayan bir yapı ile “teknik bir üniversite” ve “bilim merkezi” şeklinde çalışacağını ifade etti.

“TSE’yi sanayi kesimi ile Daha fazla konuşur hale getireceğiz”

Geçmişteki akademik kariyeriniz ile birlikte ele aldığınızda Türk Standardları Enstitüsü’nü sizin başkanlığınızda nasıl bir yeni dönem bekliyor? TSE, 46 delegeye sahip bir Genel Kurulu olan ve Başkanı ile Yönetim Kurulu bu Genel Kurul tarafından seçilen bir kurum. Kurumu temsile yetkili bir Başkanlık makamı olsa da, sonuçta bir Yönetim Kurulu var. Dolaysıyla kurumu TSE’nin Yönetim Kurulu ile birlikte yöneteceğiz. Sadece Yönetim Kurulu da değil, TSE’nin 2000 çalışanı mevcut. Bu demek oluyor ki; benim burada 2000 çalışma arkadaşım var ve TSE’yi onlarla beraber yöneteceğiz. Dolayısıyla bizim yeni dönemde en büyük hedefimiz; TSE’yi en büyük paydaşı olan sanayi kesimi ile daha çok konuşur hale getirmek. İkincisi de; kendi yapımız içinde uyumlu bir takım gibi organize olmayı temin etmek. Bu iki ana başlık benim TSE için yapabileceğim en büyük katkı olabilir.

“Avrupa’da standart hazırlanan atölyelerde daha etkin rol almalıyız”

TSE’nin ilgili muhatabı olan sanayici ile daha fazla konuşur hale gelmesi ve çalışanları ile organize bir ekip çalışması halinde hareket etmesi, Enstitü’de yeni bir yapılanmaya da işaret ediyor. Şahin bu konudaki açıklamalarında, asansör sektörünün en önemli gündem konularından olan standartların belirlenmesi konusunda da  dikkat çekici noktalara değindi. ŞAHİN: TSE Türkiye’nin eski kurumlarından birisidir. Çok fazla yetişmiş teknik personeli var. Bu personelin iyi  sevk ve idare edildiği zaman her anlamda ilgili muhataplarına ciddi katkılar sunacağına inanıyorum. Dolayısıyla ekip arkadaşlarımızla TSE’yi; kamu yararının en üst seviyede tutulduğu, kendi teknik bilgi ve birikimlerimizin sanayicimizin lehine kullanıldığı bir yere doğru götürmeye çalışacağız. Bizim buradaki en büyük misyonumuz budur. Kamuda artık yeni bir yapılanma döneminden bahsediliyor. Elbette bu dönemde TSE’de dünyada gelişen alanları dikkate alarak kendi organizasyonunda bazı değişikliklere gidecektir. Örnek veriyorum önceden standart hazırlama daha ağırlıklı bir yapı iken, şimdi Piyasa Gözetim Denetimi daha ağırlıklı bir yapıya dönüşüyor. Belgelendirme ve muayene daha ağırlıklı hale geliyor. İthalatın denetimi, testler, deneyler v.s. ayrı bir alan olarak gündeme geliyor. Dolayısıyla bu yeni alanlarda daha fazla söz sahibi olabilir miyiz diye bakacağız. Bir diğer konu; artık standartlar ülkelerde kapalı kapılar ardında hazırlanmıyor. Malların serbest dolaşımı ile global bir pazar yapısı esas alınıyor. Mesela bir Avrupa Birliği standardından bahsettiğimizde, biz de Gümrük Birliği Anlaşması uyarınca, o standartları  Türk Standardı haline dönüştürüp, uyum sağlamaya çalışıyoruz. O zaman, bizim sanayimizin artık, Türkiye’deki standart hazırlanan atölyelerde değil, Avrupa’da standart hazırlanan atölyelerde daha etkin rol alması ve  iştirak etmesi gerekiyor. Bizim sanayicimizi bu durumdan haberdar ederek  karşılıklı bu etkileşimi sağlamamız gerekiyor.

“TSE’yi teknik üniversite şeklinde çalıştırmalıyız”

Prof. Dr. Adem Şahin; kamuda başlayan yeniden yapılanma sürecinde, TSE’nin de kendi payına düşeni yapacağını ifade etti. Prof. Dr. Adem Şahin bu doğrultuda daha bilimsel bir yapı ile TSE’nin aynı zamanda “teknik bir üniversite” şeklinde çalışmasını arzu ettiğini  de söyledi. ŞAHİN: Uyumlu olmamız gereken dünya standartları ile birlikte bizim bir kültürel coğrafyamız, inanç coğrafyamız ve ekonomik coğrafyamız var. Biz ülke olarak bu coğrafyalarla da etkileşim halindeyiz. Yani Ortadoğu, Afrika ve Avrasya bölgesi gibi... Bize yakın bu coğrafyalarda, işe bu bölgelerden çok önce başlamış bir “abi” rolünü üstlenerek yol gösterici olmamız gerekiyor. Ülkemizdeki birikmiş teknik tecrübeyi, oradaki kurumsal yapılanmalara da taşımamız icap ediyor. TSE’nin yeniden yapılanması dediğimiz zaman laboratuvar alt yapısını güncellememiz gerekiyor. Yeni projelerin gözetim ve denetiminde söz sahibi olmamız gerekiyor. Onlara hazırlıklı olmamız gerekiyor. Belki de; TSE’yi aynı zamanda teknik üniversite şeklinde çalıştırmamız gerekiyor. Bize kısmet olur mu bilmiyorum ama bizler niyet olarak yola çıktık ve bu yönde de bir alt yapı hazırlayacağız.  Yeni dönemde TSE’de farklı standardizasyon çalışmaları veya mevcut uygulamalarla ilgili çalışmalar olacak mı?  Yüksek Planlama Kurulu’nca kabul edilerek, Resmi Gazete’nin 3 Mart 2017 tarihli ve 29996 sayılı nüshasında yayımlanan ‘Ulusal Standardizasyon Strateji Belgesi ve Eylem Planı (2017-2020), ülkemizin standardizasyon alanında ilk temel strateji dokümanı olma niteliği taşımaktadır.  “Tüm paydaşların standart hazırlama sürecine etkin bir şekilde katıldığı, standartları uygulamayı ilke edinmiş, küresel alanda belirleyici ve söz sahibi bir ülke olmak” vizyonu ile hazırlanan strateji belgesinin içeriği yeni dönemde standardizasyona dair ülkemizde nasıl bir çalışma yapılacağı ve ne şekilde değişikliklerin bizleri beklediğine dair önemli ipuçları vermektedir. Bu Strateji Belgesi ve Eylem Planı ile standardizasyonun tanımı, faydaları, ülkemizdeki standart hazırlama süreci, ulusal ve bölgesel standart kuruluşları ile ülkemizdeki standardizasyon sisteminin mevcut durumu belirtilmiş, ülkemizin standardizasyon sistemini daha ileriye taşımak için yapılması gerekenler 4 hedef ve bu hedeflere ulaşmak için gerçekleştirilmesi gereken 21 eylem altında toplanmıştır. Biraz önce de söylediğimiz gibi;  özellikle ülke sanayicilerimizin standardizasyon çalışmalarına etkin katılımlarını sağlamak yeni dönemdeki en önemli hedeflerimizden biridir. Böylece sanayicimiz stratejik bir araç olarak standart ve standardizasyonu kullanarak dünya ölçeğindeki ticarette hem kendisine hem de ülkemize önemli bir avantaj sağlayacaktır. Strateji belgesi ve eylem planı çerçevesinde öncelikle; standart hazırlama süreçlerine ülkemiz sanayicisinin katılımının artırılmasına yönelik Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile bir işbirliği protokolü imzalanmış olup önümüzdeki dönemde Türkiye’nin uluslararası standardizasyon faaliyetlerinde etkinliğinin artırılması için sanayicilerimiz ile birebir çalışılacaktır. TSE yerli üretimi ve yerli sanayiciyi destekleme konusunda herhangi bir çalışma yapıyor mu? Bu konuda görüşleriniz nelerdir?  Yerli firmalarımızın her alanda ulusal ve uluslararası piyasada rekabet gücünü artıracak uygunluk değerlendirme faaliyetlerimiz artarak devam etmektedir. Aynı şekilde bu ihtiyacı TÜRKAK akreditasyon kapsamımızı her geçen gün güncellemekteyiz. Yerli üreticimizin bize özgü olan milli standartların hazırlanması safhasına; gerek çalışma gruplarına katılımları gerekse mütalaa süreçlerinde görüşlerini sunmaları suretiyle dahil olmaları mümkündür. Burada asıl önemli olan küresel rekabet ortamında uluslararası standartların hazırlık sürecine müdahil olarak milli üretim kabiliyetlerimize aykırı teknik bir engelin çıkmaması için gayret etmektir.  TSE olarak tam üyesi bulunduğumuz CEN (Avrupa Standardizasyon Komitesi) tarafından yayınlanan “EN” standartları asansör sektörü için de uluslararası ticarette ortak dil olarak kabul edilmektedir. Tam üyesi olmamız hasebiyle ilgili çalışmalarda söz sahibiyiz fakat asansör sektörünün de teknik ekibi ile Ayna Komitelerimizde yer alarak bu davayı kendileri sahiplenmeleri gerekmektedir. Dolayısıyla asansör sektörünün de bu yerli ve milli dava konusuna sahip çıkarak ayna teknik komitelerde daha fazla söz sahibi olması gereklidir. Sanayicimizin oyunun kuralları yazılırken kural yazanlardan olma şansına sahiptir. TSE olarak bu yolu açık tutmak için gerekli tüm prosedür ve şartları yerine getirmekteyiz. Bir yandan da sanayicimizin ayna komite çalışma ortamını iyileştirmek için bilişim alt yapısı projesi çalışmalarını sürdürmekteyiz. “Strateji belgesi ve eylem planı çerçevesinde öncelikle; standart hazırlama sürelerine ülkemiz sanayicisinin katılımının artırılmasına yönelik Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile bir işbirliği protokolü imzalanmış olup önümüzdeki dönemde Türkiye’nin uluslararası standardizasyon faaliyetlerinde etkinliğinin artırılması için sanayicilerimiz ile birebir çalışılacaktır”

ASANSÖRLERİN İLK MUAYENELERİ TSE TARAFINDAN YAPILABİLİR Mİ?

Sanayi Bakanlığı ile TSE arasında PGD kapsamında yapılan muayene  protokolü gibi bir protokol düzenlenerek, kullanıma açılmadan önceki ilk muayenelerin tamamının TSE tarafından değerlendirilebilir mi?  Öncelikle asansör üreticilerinin ve monte edenlerinin dikkat etmesi gereken konu, bir ürünü piyasaya arz ederken, ürünü o tarihte yürürlükte olan yasal mevzuatın ve standartların gereklerini karşılayacak şekilde üretmiş olmalarıdır. Enstitümüz tarafından gerçekleştirilen periyodik kontrol ve PGD kapsamında yapılan test ve muayenelerde, yasal mevzuat ve standartlar temel alınarak oluşturulan kontrol listeleri kullanılmaktadır.  Sektörde TSE standartları ve PGD standartları gibi farklı kavramlarının oluşmasının sebebi maalesef firmalarımızın standart ve yönetmelikleri tam olarak bilmemelerinden kaynaklanmaktadır. PGD faaliyetleri; asansörlerin piyasaya arzı için gereklerin tanımlanmış olduğu Asansör Yönetmeliği çerçevesinde yapılmaktadır. TSE standardı denilen standartlar da zaten aynı yönetmeliğin zorunlu tuttuğu, harmonize standartlardır. Yani kontrol kriterleri temelde aynı standartlardır. Enstitümüz asansörlerin tescil öncesi ilk periyodik kontrollerini ülkemiz genelinde yaygın organizasyon ağı ile kamu menfaati gözeterek yapabilecek altyapı ve deneyime sahip olup, bir kamu kurumu olması sebebiyle vatandaşlarımızın güvenerek hizmet alabilecekleri A tipi akredite muayene kuruluşudur. Asansörlerin servise verilmeden önce ilk muayenelerin tamamının TSE tarafından yapılması tabii ki sektörde birçok farklı uygulama ve problemi ortadan kaldıracaktır. Ancak bu konuda karar verici makam Enstitümüz değildir. 

ULUSLARARASI KOMİTELERDE DAHA FAZLA SÖZ HAKKINA SAHİP OLMAK MÜMKÜN

ISO-Uluslararası Standartlar Teşkilatı’ndaki teknik oylamalarda, standartlar belirlenme aşamasındayken, sektörün daha etkin rol alması için ne gibi çalışmalar yapılabilir? ISO – Uluslararası Standartlar Teşkilatı’nda teknik oylamalarda ağırlıklı oy yöntemi kullanılmadan, tüm üye ülkeler eşit oy hakkına sahiptir. Ancak; CEN (Avrupa Standardizasyon Komitesi) ‘nde % 12’den fazla oy oranına sahip olduğumuz bir standardizasyon kuruluşudur. CEN (Avrupa Standardizasyon Komitesi), Avrupa Birliği’nin CENELEC ve ETSI ile birlikte 3 resmi standart kuruluşundan biridir.    Bildiğiniz gibi TSE, 2012 yılından beri CEN (Avrupa Standardizasyon Komitesi) tam üyesidir. Bu üyelikle; Avrupa’da standartlar hazırlanırken taslak dokümanlara erişip, çalışmalara katılım sağlayabilmekteyiz. Yapılan çalışmalara katılım sağlandığı takdirde ülkemizdeki asansör sektörünün bilgisini bu taslaklara yön vermede kullanabilmekteyiz.  Avrupa’da, “CEN/TC 10 - Lifts, escalators and moving walks” ve uluslararası düzeyde “ISO/TC 178- Lifts, escalators and moving walks” Teknik Komitelerinin çalışmalarını ülkemizde “MTC088: Asansörler, yürüyen merdivenler ve yürüyen bantlar” Ayna Komitemiz marifetiyle takip etmekteyiz.  Ayna Komitemizi daha aktif hale getirmek ve ülkemiz asansör sektörünün görüşlerini oluşturabilmek için ilk adımda ASFED tarafından ilgili CEN ve ISO teknik komiteleri incelenmeli; bu komitelerin alt komiteleri ve çalışma gruplarında çalışacak, konusunda deneyimli İngilizce bilen uzmanlar belirlenerek MTC088 üyesi yapılmalıdır. Bu uzmanların katkıları ile taslaklar daha hazırlanırken sektörün farkındalığı arttırılacağı gibi değişiklikler hakkında görüşler de oluşturulabilecektir.  Böylece standardizasyonda proaktif bir yaklaşım sergilenerek sanayicilerimizin yeni hazırlanan standartlarla ilgili bilgilere önceden sahip olmaları söz konusu olacak, bu da firmalarımızın üretimlerinde yeni standartlara göre gerekli teknik düzenlemeleri yapabilmelerine imkân sağlayacaktır.

AYNA KOMİTELER GÜÇLENMELİ

ŞAHİN: Asansör sektöründe standardizasyon faaliyetlerine sanayicimizin katkıda bulunabileceği en önemli platform daha önce de bahsettiğimiz gibi Ayna Komitelerdir. Ayna Komiteler sayesinde, ulusal, bölgesel veya uluslararası tüm standartlara, henüz hazırlanma aşamasındayken konu ile ilgili tüm paydaşların görüşlerinin alınması ve bu görüşlerin standartlara yansıtılması sağlanabilmektedir. ISO ve CEN gibi dünyanın en büyük uluslararası ve bölgesel iki standardizasyon kuruluşuna tam üye olan ülkemizde maalesef uluslararası standardizasyon çalışmalarına katılım seviyesi son derece yetersizdir.  Bu durum, özellikle EN standartlarının hazırlık aşamalarında ülke görüşümüzün doğru yansıtılamamasına ve sanayicimizin ekonomik pazardaki pastadan hak ettiği payı alamamasına sebep olmaktadır.  Asansör sektörü ile ilgili standartların Türkçeye çevrilmesi konusunda teknik terimlerin yanlış kullanımı ve çevirisi sebebiyle piyasada sıkıntılar yaşanabilmektedir. Bu konuda yaşanan sıkıntıların önüne geçmek için Federasyonumuz ve TSE birlikte bir çalışma yapması için ne gibi adımlar atılabilir? CEN üyeliği gereği, kabul edilen EN standartlarını altı ay içerisinde yayımlamak mecburiyetindeyiz. Bu aşamayı hızlandırmak için ilk adımda standartlar Türkçe kapak İngilizce metin olarak (Adapte Standart) yayımlanmaktadır. Tercüme edilen standartlar, TSE bünyesinde, tercüme teknik komitelerimiz tarafından hazırlanmaktadır. Sektörün tercümede yaşadığı sıkıntıların giderilmesi adına yaşanan terim karmaşası ve hatalı çevirilerin önlenmesi adına TSE olarak,  bilişim sistemleri imkânları da kullanılarak bir takım önlemler alınmaya başlanmıştır.  Öncelikle üzerinde herkesin uzlaşı sağladığı bir tercüme metni ortaya koyabilmek için sektörün tüm uzmanlarının direkt katkıları önem arz etmektedir. Bu uzmanların katkıları ile hazırlanmış olan bir terimler veri tabanı (sektörlere göre ayrı tanımlanmış) ile standartların eski versiyonlarında