Altı Aylık Sektörel Ceza Bilançosundan Çıkarılacak Sonuç

Mustafa Demirbağ

Elektrik Elektronik Mühendisi

ANASDER (Anadolu Asansörcüler Derneği)  Yönetim Kurulu Başkanı

 

ALTI AYLIK SEKTÖREL CEZA BİLANÇOSUNDAN ÇIKARILACAK SONUÇ

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından Sanayi Ürünleri Güvenliği ve Denetim Genel Müdürlüğü sorumluluğunda bulunan ürün gruplarına ilişkin 2019 yılı ilk altı aylık dönemin piyasa gözetim ve denetimi sonuçlarında kesilen idari para cezaları yayımlandı. Buna göre ilk altı ayda kesilen 2.539.520 TL’lik PGD cezalarının, 1.885.136 TL’si asansör sektörüne ait. Bu da gösteriyor ki denetim yapılan 16 ürün grubunda yine ilk sıradaki cezalı “asansörcüler” oluyor. Gördüğümde ilk aklıma gelen soru “bu bir başarı mıydı?” oldu.

Konu ile ilgili görüşlerimi hepimizin çok iyi bildiği bir hikayeden yola çıkarak anlatmaya çalışacağım. Çocuğunuzu bir okula gönderiyorsunuz. Okulda bir çok sınıf var. Ancak bir tanesi var ki tam bir hababam sınıfı. Sınıf, derslerindeki başarı yerine sürekli çıkardığı sorunlar ile  kendilerinden bahsettiriyorlar. Dolayısıyla bu sınıf gösterdiği başarılar değil, aldığı cezalar ile birinciliği elden bırakmıyor. Peki aldıkları bu cezalar başarılarını yükseltiyor mu? Ceza ile sorunlar çözülüyor mu? Haşarı ve ders çalışmamakta inat eden öğrenci sayısında bir değişiklik oluyor mu? Bildiğimiz hikayeye göre hiç bir değişklik olmadığı gibi her defasında bu meceralara bir yenisi daha ekleniyor. Burada şunu da düşünmek gerekiyor; öğrencileri ceza almaya yönlendiren başka sebepler mi var? Ya da sınıfın öğretmeninin topyekün gösterilen bu başarısızlıkta hiç mi payı yok?

Buradan biz kendi konumuza dönecek olursak; her dönem açıklanan ve ürün grupları içerisinde en yüksek cezayı ödeyen asansör sektöründeki kalitenin artmasına cezalar nasıl katkı sunuyor? Cezalar, olması beklenen kalitenin artmasına etki sağlıyor mı? Ya da bir başka açıdan kesilen cezaların sebepleri bütün firmalarımızda aynı mı? Bu cezalar işini yapmayanların ayıklanması adına fayda saylacak ise; değişen yönetmelikler ve her geçen gün artan cezalarla acaba firma sayımızda bir azalma mı yoksa artma mı oldu? Ceza kesilen asansör firmalarının dışında belgelendirme firmalarından kaynaklananan sebepler de olabilir mi? Belediyeler, Sanayi İl Müdürlükleri ya da A tipi muayene kuruluşları bölgelerinde ne kadar yapıcı rol oynuyorlar? Asansörlerimizin kalitesini etkileyen yapısal sorunların çözümü, sadece asansör firmalarına mı bırakılmalı?

Buradan baktığımızda çıkaralacak elbette pek çok sonuç ve tartışılıp ele alınacak pek çok sorun olmakla birlikte; bu kadar sık müfredatı değişen her sektör tökezlemeye mahkûmdur diye düşünüyorum. Bununla birlikte; müfredat değişmesin, olduğunuz yerde sayalım gibi bir çıkarımda yapamayız. Elbette ki müfredatlar değişir ama sektör A tipi muayene kuruluşları ile sınava sokularak değil. Çünkü sektörde bugün monte eden ayağında kiminle konuşsanız, yoruma açık olan maddelerden kaynaklı yaşanan sıkıntılara, alınan cezalara dair size pek çok örnek sunabilir. Sırf bu yoruma açık maddeler sebebiyle, piyasada uygunsuzluk verilen pek çok asansör vardır. Benim görüşüme göre; piyasaya ilk arz kriterlerini kamu gözetimindeki yetkin mühendislerin onayından sonra izin verilmeli ve  eğer TSE Mühendisleri olacak ise her asansör PGD’deki gibi incelendikten sonra piyasaya arz edilsin. Bunun ardından çıkacak tüm sonuçlara da tekrar bakarak değerlendirme yapalım.

Sektör temsilcilerinin sorunlarına çözüm önerilerine kayıtsız kalındıkça sonuç değişmeyecektir. Sınıftan sadece birkaç kişinin sözüyle değil, tamamının düşüncelerini dinleyerek hareket etmek sektörel sınıf başarımızı artıracaktır.

Ülkemizde daha iyi üretimler yapmak, özellikle de markalaşma için firmalara önerilerde bulunulurken bu tablo ile daha ürkek ve ülke genelinde iş yapanların dahi bölgesi dışına çıkma cesaretini söndürmek doğru değildir. Markalaşma hevesinde olan firmalarımızın bölgesinde kaliteli imalat, montaj veya hizmet vermesini ülke genelinde artırmasını sağlayacak teşviklere ihtiyacımız var. HYB belgesini firmalar kendi aralarında noter tasdikli olarak yapsın ancak bu anlaşma firmalar arasında karşılıklı fesih edilmediği sürece devam etmeli. Her iki firma da TSE ve HYB’li olmak zorundayken neden iki yılda bir noterde sözleşme yenilensin... Bırakalım firmalar bölgesel birlikteliklerini kendi aralarında ilk yaptıkları sözleşmelerle devam ettirebilsin. Marka olma gayretindeki firmalar için bu kolaylıklar sağlanamaz mı? Bölgelere HYB için komşu il kolaylığı getirildi ama kilometre olarak incelendiğinde çok da faydalı olmadı.  

Yıllarca ülkemize katma değer sağlamaya çalışan başarılı firmalarımız dahi gün geçtikçe küçülmeye ve marka değerlerini yitirmeye başlamıştır.

A tipi muayene kuruluşlarında yaşanan sorunlar çözülemedi. Muayene personellerinin yetersizliği görülmek bile istenmiyor. Bu tüm muayene kuruluşları için geçerli değil elbette, içlerinde firma içi eğitimleri ile mühendislerini geliştirenler de var. Ancak bu azınlıkta kalıyor. Firma yöneticileri ve bina sakinleri isyan ediyor. Bu isyanları duyarak sektörel hareketlilik  istenmiyor.

Asansörlerde bakım sözleşmesi mecburi tutulurken periyodik kontrol eksiklerinin sözleşme dışı firmalara yaptırılabilmesi  hâlâ anlaşılır değil. Bakım firmasına fenni sorumluluk yükleniyor, belgesi bile olmayan firmalara periyodik kontrol eksikleri yaptırılabiliyor. En acısı da eksikleri tamamlayan firmanın muayenede olması gerekmiyor.  Bu şu demek herhalde tamam belgesiz firma tarafından yapılan işleri periyodik kontrolde gördüm uygunluğunu bakım firması olarak bende onaylıyorum. Yada belgeli bir firma tarafından uygunsuzluklar giderildiyse A tipi muayene kuruluşu ile uygunluğunu kabul ediyoruz, değişimi yapılan malzemelerden veya firma standardımız dışında daha az kalitede işi buda idare eder diyerek kabul ettik mi demeliyiz. 6 Mayıs 2020 tarihinden sonra nasıl olacak. Bakım firması asansörlere sigorta yaptırırken periyodik kontrol eksiklerini tamamlayan firmanın mesleki sorumluluk sigortasını da mı yaptıracak. Sigorta firmaları bunu kabul edecek mi?

PGD cephesine baktığımızda ise; ceza alınan kusurların monte edenden gelen kusurlar olduğu ispatlanamazsa sonuçta ceza ile karşılaşıyorsunuz. Asansör için alınan yeşil etiketler önemi burada yok. Çünkü yeşil etiketli asansör güvenilir asansör anlamına gelmiyor ve PGD de farklı inceleme yapılıyor sonuç olarak yine ceza ile karşılaşıyorsunuz. Elektriksel sorunlardan dolayı asansör arızalanır ve kişiler şikâyetçi olursa yine PGD’ye girebilirsiniz ve sonuç yine ceza ile karşılaşmak olur. Asansör firması ödemesini alamaz şikâyet edilir, tehdit edilir ve şikayetler sonucu yine ceza kaçınılmaz olur. Bakım yapmadığınız asansör 5 yıl sonra PGD’ye girer, yıpranmaya bağlı eksikler çıksa bile monte eden tamamlamak zorunda ve tekrar yeşil etiket alarak asansörü servise vermek zorundadır. Monte edenin bakımını yapmadığ asansöre PGD kontrol harçlarını ödeme mecburiyetide dolaylı ceza oluyor.

Sonuç kurunun yanında yaşta yanacak, hababam sınıfında haylazlar artacak ve cezalar katlanarak artmaya devam edecek...