Üretimde Yeni Bir Güç Birliği “Deco Asansör”

Üretimde yeni güç birliğinin adı DECO Asansör, kapı ve kabin üretimde iddialı bir marka olma hedefiyle ilerliyor. 25 yıllık tecrübelerini 4 yıllık bir iş birliğine dönüştüren Hakan Satılmış, Turan Ayvalı ve Akif Şanlı ile bu yol hikayelerini paylaştıkları keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.  Kayseri’nin köklü asansör montaj firmalarının da sahipleri olan kurucu ortaklar, montaj deneyimlerinden yola çıkarak daha kaliteli bir üretimin hayaliyle bir araya gelerek, önce “ben” değil, “biz” diyen bir ortaklık kültürü ile hareket ettiklerini dile getiriyor. Tüm kararları oy birliği ile alan ortaklar, sektörde çokça konuşulan markalaşma hedefleri için güç birliklerinin kurulmasından yana olduklarını da dile getirdi. 

 

“İyi ürünler ortaya çıkarttığımızı PİYASADAN gelen talepler doğrultusunda görebiliyoruz”

DECO Asansör’ün kurulmasına nasıl karar verdiniz? 

HAKAN SATILMIŞ: 2017’de, beraber yol alacağımızı kanaatine vardığımız arkadaşlarımızla bir araya geldik ve üretim odaklı çalışacak olan DECO Asansörü kurduk. Hepimiz montaj kökenli olduğumuz için uygulamada üretim kaynaklı yaşadığımız eksiklikleri iyi analiz etme fırsatımız vardı. Kendimize öncelikle kapı ve kabin üretimi alanında bir yol çizdik. Öyle bir ürün yapalım ki, bizim gibi montajda bu konuda sıkıntılar yaşayan kişilere hitap edelim ve yardımcı olalım istedik. Bizden önce bu alanda üretim yapan başarılı büyüklerimizi de kendimize örnek alıp, buna montaj ve saha tecrübelerimizi de ekleyerek DECO kabin ve kapılarını üretmeye başladık.  Geçtiğimiz bu dört yıl gösterdiğimiz çaba ve çalışma azmi ile; iyi ürünler ortaya çıkarttığımızı piyasadan gelen talepler doğrultusunda görebiliyoruz.

 

“Kâr değil, kalite ve güvenlik odaklı bir yaklaşım benimsedik”

Montaj sektöründe birbirinize rakipken, üretimde ortak oldunuz diyebilir miyiz? 

AKİF ŞANLI: Açıkçası montaj alanında birbirimize rakip gibi görünsek de aslında birbirine destek veren sıkı bir iş birliğimiz vardı. Kendi firmalarımız için çalışırken, karşılaştığımız sıkıntılarımızda hep birbirimize danışan ve fikir alışverişi yapan dostluk çerçevesinde bir ilişkimiz oluştu. Bir araya geldiğimizde ise kafamızda hep ideal bir otomatik kapının nasıl olması gerektiğine dair fikirler üretirdik. Her projede uygulanabilir olması, sağlamlığı, kalitesi gibi konularda bir tasarım hayali kurardık. Ve bunları kurgularken de kâr değil, kalite ve güvenlik odaklı bir yaklaşım benimsedik.

“İdeallerimizin de ortak olması bize artı değer kattı”

TURAN AYVALI: Akif Bey’in söyledikleriyle birlikte şunu da ekleyebilirim ki; üçümüz de aynı sahada iş yapması DECO kurulumu için bize çok avantajlar sağladı. Çünkü birbirimizin iş yapma prensiplerini ve özenini görüp takdir ediyorduk. Dostluğumuz ile birlikte birbirimizin aldığı projelerdeki titiz çalışmasını da çok iyi biliyorduk. Üçümüzün tecrübesi ve farklı alanlardaki yeteneklerini de göz önüne alarak, bunu bir yatırım fırsatı olarak değerlendirdik. Üretimde gördüğümüz sıkıntılar ve ideallerimizin de ortak olması bize artı değer kattı. Bir de üçümüz de işini severek yapan işine inanan kişileriz. Bu ortak karar ile DECO her ne kadar dört yıllık bir marka olsa da arkasında hepimizin yaklaşık 20-25 yıllık tecrübesi var diyebiliriz.

HAKAN SATILMIŞ: Belki başka sektörlere de yatırım yapabilirdik ama asansör sektörünü üç ortak olarak gerçekten seven, emek veren insanlarız. Bu tecrübemizi ve maddi birikimlerimizi üretim sektöründe değerlendirmek istedik. Üretim deyince elbette Ar-Ge ve mühendislik fikirleri de önem kazanıyor. Bu alanda da önemli fikirlerimiz uyuşuyordu. Sahayı iyi biliyor olmamız kapı ve kabin imalatı konusunda bize güzel bir başarı sağladı. 4 yıllık bir firma olmamıza rağmen hem üretim hem de kalite açısından güzel bir ivme yakaladığımızı düşünüyorum. 

“Saha bizim en büyük Ar-Ge’miz”

Montaj sektöründe edindiğiniz tecrübeler ürünlerinize nasıl bir katkı sunuyor? 

HAKAN SATILMIŞ: Biz fabrikamızdaki üretimlerimizde saha uygulamalarında karşılaştığımız sıkıntılara öncelik veriyoruz. Her şeyden önce Turan Bey’in yönetimindeki Ar-Ge birimimize çok iş düşüyor. Bu alanda mühendislerimiz ile birlikte çalışmalarımızı yapıyor ve sürekli ürünlerimizi geliştirmeye çalışıyoruz. Ancak sadece masa başında bir Ar-Ge çalışması değil, Akif Bey’in yönetimdeki ekip ile birlikte sahada da yoğun bir Ar-Ge çalışması yapıyoruz. Sahada, pek çok uygulamanın analiz edildiği bu Ar-Ge çalışmalarından yola çıkarak şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki; uygulama sıkıntılarını bilmeden, kuyunun içindeki adamın derdini anlamadan üretim yapmanız ya da ürünleriniz geliştirmeniz çok zordur. Biz sürekli sahanın içindeyiz, saha bizim en büyük Ar-Ge’miz. 

Şu an bünyenizde kaç kişi çalıyor, ürün ve üretim çeşitliliğiniz hakkında bilgi verebilir misiniz? 

AKİF ŞANLI: DECO Asansör olarak şu anda Kayseri Mimar Sinan OSB’de 6 bin metre kare kapalı alanda imalat yapıyoruz. 45 kişilik bir personelimiz var. Sadece kapı ve kabin üzerine üretimimizi temellendirdik. Bunun dışında ürünlerimizde daha fazla bir çeşitlilik ya da değişiklik düşünmüyoruz. Üretim önceliğimiz bu iki ürün üzerine devam ediyor. DECO Kapı ve kabinlerini prestijli pek çok proje ile çok katlı binalarda görebilirisiniz. Kapımızın kalitesine güveniyoruz bu anlamda. 

“Bizim montajda faal olmamız ürünlerimize artı katıyor”

TURAN AYVALI: Burada Deco’yu kurarken bizim en temeldeki ilkemiz para kazanmak değil, kaliteden yana üretimler yapmak yönündeydi. Ürünlerimizin takipçisi olan iş birlikçilerimize karşı bu kalite anlayışımızı iyi anlattığımızı düşünüyoruz. Ayrıca bizim montajda faal olmamız ürünlerimize artı katıyor. Nasıl ki elinde en iyi malzemeler olan bir aşçı, damak tadı yokken güzel bir yemek ortaya çıkaramazsa, bizim işimiz de montaj bilgisi öyledir. Montaj tecrübemiz, piyasanın beklentisine uygun aynı zamanda kaliteli ve doğru bir ürün çıkartabilmemizin en önemli sebeplerinden birisidir. Ürün fabrikadan çıkarken, sahadaki teknik adama sorunlarını sıfırlayacak bir iddia ile gönderiyoruz. Ürünlerimizdeki başarılarımızın bir önemli sebebi de makinalaşmaya yaptığımız yatırımdan geçiyor. Makine platformuna çok önem veriyor bu alanda da yenilenmeyi ve gelişmeyi önemsiyoruz. 

“Güçlü ortaklıkların artması sektörümüzün gelişimine büyük katkı sağlayacaktır” 

Kayseri’den doğan bu güç birliğinin önemli bir örnek teşkil edeceğini ve markalaşma konusunda birleşmelerin artacağını düşünüyor musunuz?

TURAN AYVALI: Biz üç farklı montaj firması olarak, firma ve montaj deneyimlerimizi bir sermaye olarak ortaya koyarak üretim yolunda birleştirip bir marka olmak için yola çıktık. Bunun benzer örnekleri elbette var ama biz belirli bir ürün üzerinde bunu yapan sayılı ortaklıklardan biriyiz. Bu tarz ortaklıkların daha çok artması ve güç birliklerinin oluşturulması her şeyden önce Türk asansör ve yürüyen merdiven sanayisinin geleceği için çok önemli diye düşünüyorum. Güçlü ortaklıkların artması sektörümüzün gelişimine büyük katkı sağlayacaktır. 

“Piyasada ithal kapılardan ziyade yerli üretim kapıların öne çıkmasına katkı sunmak istiyoruz”

HAKAN SATILMIŞ: Yerli üretim kapı ve kabinde kaliteli bir marka yaratmak için çıktığımız bu yolda, ilkelerimizden ödün vermeden devam etmek üç ortak olarak en büyük ülkümüz diyebiliriz. Biz istiyoruz ki yerli üretimde Türkiye, Dünya genelinde bir yere gelsin, çıta yükselsin, artık birbirimize karşı ürünlerimizin teknolojisini ve kalitesini yarıştırır ve bunları tartışır hale gelelim. Bu hedef doğrultusunda da çalışıyoruz. Önümüzdeki süreçte; piyasada ithal kapılardan ziyade yerli üretim kapıların öne çıkmasına katkı sunmak istiyoruz. Sektörde dışa bağımlığı ortadan kaldırmamız gerekiyor. Tüm bunlarla birlikte aynı zamanda ihracatımızı da artırarak ülke ekonomisine katkı sunmamız gerekiyor. Geçtiğimiz bu sıkıntılı günlerde sadece kendi firmalarımızın markalarımızın ekonomisini değil ülkemizin ekonomisini de düşünerek hareket etmeliyiz. 2021-2023’de ürünlerimizin kalitesini markamızın vizyonunu buna göre şekillendiriyoruz.

“Kapılarımızı en zor zamanlarında yaşayacağı koşullara göre testlere tabi tuttuk”

DECO kapılarının teknik özelliklerinden bahseder misiniz? Kapılarınızı genel ayırıcı özellikler nelerdir? 

AKİF ŞANLI: Kapılarımızın genel ayırıcı özelliği saha analizlerine çok önem vermemiz diyebilirim. Ar-Ge yaparken, mühendisler ve uygulamada çalışan kişiler arasındaki zemini iyi kurmak gerekiyor ve üç ortak olarak geçmiş tecrübelerimizden gelen bir artı ile bu zemini kurmak konusunda önemli bir başarı sağladık. DECO bünyesinde toplanan tüm işlerimizden önce beraber çalıştığımız müteahhitlerimize kapımızı, proje halindeki binalarında test etmek için izin istedik. Pazarda büyük projelerde ürünlerimizi test etme imkânı elde ettik.  Bu çalışmalarda, kapılarımızı en zor zamanlarında yaşayacağı koşullara göre testlere tabi tuttuk. Onun dışında bilinçli olarak kapı pantenlerinin test edilmesi için zorlu aşamalarda denenmeler yapıyoruz. Vida deliklerinin, mekanizmasının ne kadar pasif ne kadar aktif olduğuna dair de testler yapılıyor. Tüm bu testlerden geçen ürünlerimiz, müşterinin talebin göre çeşitlilik gösterebiliyor. Genişlikte; her ölçü ve standartta yapabiliyoruz. Yükseklikte 2.10 m-2.20’ye kadar çıkabiliyoruz. Kabinlerde ebat, değişiklikleri yönetmeliklere göre çok değişiklik gösterdiği için, müşterinin talebi doğrultusunda her türlü ölçeklendirme üzerinde çalışma kolaylığımız bulunuyor. Kapı kartlarında fırçasız motor kullanıyoruz, Arkel ve Mitron marka olarak iki çeşidimiz var. Sürüş konforu bizim için önemli. Bir Deco kapısı 1.00 hızına kadar çıkabiliyor. Bu hız ile çalışabilen bir motor seçtiğimiz için de donanımını ona göre tasarlıyoruz. Konforlu ve sessiz bir seyahat keyfi sunuyoruz. Ayrıca biz şu garantiyi veriyoruz, ürünlerde herhangi bir sorun yaşayan müşterimize buradan Türkiye’nin neresinde olursa olsun teknik ekip gönderiyoruz. 

“Tamamen alüminyum kalıplara giydirme yapıyoruz”

TURAN AYVALI: Kabinlerimiz 81/20 yangın yönetmeliğine göre ahşap hiçbir malzeme içermiyor. Müşterin zevkine göre ilerleyen zamanlarda değişiklik yapabilmek amacıyla, kabinleri alüminyum kalıplar üzerinden yapıyoruz. Bu özellik kabinlere, takıp sökme kolaylığı sağlanıyor. Hiçbir şekilde sunta ya da sunta vidası diye tabir edilen parçalar kullanmıyoruz, tamamen alüminyum kalıplara giydirme yapıyoruz. Bu şekilde bir uygulama şu anda sadece Deco ürünlerinde bulunuyor. Eski tecrübelerimizden gördüğümüz, piyasada otomatik kapı üretimlerinde daha çok plastik malzemeyi direkt metal ile bağlantılı kullanıyorlardı. Bu uygulamalarda belirli bir süre sonra plastiğin deforme olup kırıldığını görebilirsiniz. Biz bu kırılmaları engellemek için rulman sistemi (bilyesiz) ile çalışıyoruz. Bu rulmanları da inşaat sahasına göre özenle seçiyor, herhangi bir tozun dahi girmesini önleyecek şekilde olmasına özen gösteriyoruz.  

HAKAN SATILMIŞ: Ürünlerimizi biz değil, kullananlar daha iyi anlatıyor aslında. Müşterilerimizden aldığımız tepkiler çok olumlu yönde. Deco’nun rakiplerine göre en büyük farkı, kapılarımızı kullanan müşterimizin yedek parça ihtiyacının olmamasıdır, diyebiliriz. Kurulduğumuz günden bugüne, kapılarımız için hiç yedek parça talebi almadık. Tüm bunlarla birlikte elbette, Deco kapılarının hiçbir eksiği yok diyemeyiz. Biz sürekli gelişime, değişime açık bir şekilde ürünlerimizi sahadan gelen taleplere göre yeniliyor, değiştiriyor ve geliştiriyoruz. Çünkü sürekli gelişen bir sektördeyiz. Teknolojiyi takip ederek talepler doğrultusunda kapılarımızı sürekli geliştiriyoruz. Sektörümüzden gelen her türlü öneriye ve eleştiriye açığız. Deco ürünlerini daha iyi olma çabasına iten en önemli etken de budur diye düşünüyorum. 

“Yerli üreticiler olarak çok çalışmalı, daha kaliteli daha başarılı ürünler piyasaya sürmeliyiz”

Deco’nun gelecek hedefleri ve 2021 beklentileri nelerdir? 

HAKAN SATILMIŞ: Türkiye genelinde bütün bölgelerde faaliyet gösteriyoruz. İç piyasa dışında, yurt dışında aktif olarak çalışan Kuvveyt’de bir bayiliğimiz var, Sudi Arabistan’da da anlaşmalı olduğumuz bir çözüm ortağımız mevcut. Onun dışında Gürcistan, Fas, Bangladeş, Irak, İran, Katar şu an çalıştığımız ülkeler arasında. Pandemiden dolayı elbette herkes gibi ihracatta birtakım sıkıntılar yaşadık ama şu anda ürünümüz ile Türkiye sınırlarının dışında daha fazla tanınmak gibi bir çalışmamız var. Temennimiz iyi projelerde iyi firmalarla iş birlikleri yapmak. Pandemiye rağmen, 2020 rakamları için 17 bin civarında bir kapı üretimimiz varken, kabin olarak bin 200 - bin 300 civarında üretimimiz mevcut. Hedefimiz önümüzdeki yıl üretim rakamlarımızı %50 daha arttırabilmek. Bir de sektörde ciddi bir ithal ürün baskısı var. Bunu kırabilmek adına yerli üreticiler olarak çok çalışmalı, daha kaliteli ürünler piyasaya sürmeliyiz. Bizim hedefimiz önce bölgemizde ve Türkiye’de, sonra da yurt dışında aynı pazarı yakalamaktır. 

“Asansör sektörünün Türkiye ekonomisine katkısı yavaş yavaş anlaşılıyor”

Sektörün Türkiye’deki geleceğini çalışmalarınızdan yola çıkarak değerlendirir misiniz?

HAKAN SATILMIŞ: Sektörümüzü bölgemiz açısından değerlendirdiğimizde iyi bir potansiyeli olduğu görülüyor. Asansör sektörünün Türkiye ekonomisine katkısı yavaş yavaş anlaşılıyor. Bunun anlaşılması ile birlikte otomotiv sektörüne ağırlık verilmesi gibi asansör sektörüne de ağırlık verilerek, özellikle markalaşma yönünde çalışmaların hızlanacağını düşünüyorum. 

TURAN AYVALI: Pandemi döneminde kısa vadede bir panik oluştu ama uzun vadede devletin konut kredisindeki faizleri düşürmesiyle inşaat sektöründe bir canlanmaya yol açtı. Dolayısıyla biz son dönemimizde beklentilerimizin çok üzerinde bir üretim yaptık. Devletin bu alanda bir olumlu müdahalesi inşaat ve yan sektörlerine çok olumlu yansıdı. Ama bir asansör sektörünü göz önüne aldığımızda birçok malzeme yurtdışından geliyor. Dolayısıyla, inşaatta %100 yerlileşme adımını çok yakından takip ediyor ve takdir ediyoruz. Yerli asansör üreticisinin daha çok desteklenerek yatırım yapmasına imkanlar tanınması lazım. Bugün pek çok şehir hastanesi için asansör yapıldı ama tamamı yabancı firmalara verildi. Bu tarz devlet projelerinde de yerli markalara fırsat tanınmalı. Şu anda Türkiye’de tamamı yerli olarak üretilip pek çok yabancı markadan daha kaliteli asansörler yapan firmalarımız var. 

AKİF ŞANLI : Elden ele dolaşan eski şartnamelerle yapılan işlerin sektöre çok zarar verdiğini söyleyebilirim. Öyle bir şartname hazırlanıyor ki, pek çok temel komponentin tek bir marka olması isteniyor. Bunu yapabilen, bırakın Türkiye’yi, dünya da tek bir marka var zaten. Doğrudan bu markaya bir yönlendirme yapılıyor. Cumhurbaşkanı’mızın yerli ve milli ile ilgili doğrudan genelgesi mevcut, ancak biz bunu sahada çalışan bürokrata anlatamıyoruz. Tüm ihale şartnameleri birbirinin kopyası gibi hazırlanıyor, inanın 5 yıl öncesindeki şartnamelerle bugün hazırlananlar arasında hiçbir fark yok.  Asansör yönetmeliği değişti, asansör teknolojisi değişti ama asansör şartnameleri değişmedi. Çünkü şartnameyi hazırlayanlar, beş yıl önceki şartnameyi bugün yeni bir bina için önümüze koyabiliyor. Çok basit bir örnek ile krom kapı konusunda Toki’nin çok ciddi bir ısrarı var. Krom bugün ülkemizde üretilmiyor ve Çin’den geliyor. 150 bin TL’ye satılan bir TOKİ projesinde asansör kapısının krom olması ile elektrostatik boya olması arasında hiçbir fark yok. 

HAKAN SATILMIŞ: Biz sektörde gördüğümüz tüm sıkıntıları federasyonumuz aracılığı ile sürekli dile getiriyoruz. Gerek bölgede olsun gerek Türkiye genelinde olsun karşılaştığımız pek çok örneği dosyalayarak gerekli makamlara Türkiye ASFED Yönetim Kurulu vasıtasıyla gündeme de getirdik. Firma açabilme kriterleri, çalıştırdığı elemanların niteliği, çalışanlarına sağladığı imkanlar, güvenceler gibi konuları bir denetleme mekanizması ile takip ederek buna göre izinler verilirse bir ilerleme sağlayabiliriz. Ehil kişilerce asansör firması kurulması gibi konular gündeme gelir ve bunun üzerine denetimler yapılırsa o zaman sektörde bir şeyler değişmeye başlar. Bunu yapamadığımız sürece de ithal firmaların yerli asansör sanayisi üzerine oynağı oyunların altında ezilmeye mahkûm olacağız. Yerli asansör firması sahibi meslektaşlarımız da yaptığımız işin ciddiyetinin farkında olmadığı sürecek, kaliteye önem vermediği sürece kendimizi ne yetkili kimselere ne de son kullanıcıya anlatamayız.