Z Kuşağını Anlamak

 

RASİME SAZAK

TASFED Eğitim Komitesi Üyesi
İnsan Kaynakları Uzmanı

rsmszk@gmail.com

Bugünlerde, özellikle Z kuşağında olan gençlerimize sokak röportajları formatında mikrofon uzatıldığını görüyoruz. Gencimiz konuşurken, “cep telefonunu göster” diye biraz sert biraz da ders vermek amacıyla orta yaş üstü veya yaşlı insanlarımızın da röportaja müdahil olduklarına şahit oluyoruz. Sonra da toplaşan insanların her birinden çıkan seslerle gürültü yumağına dönüyor o röportaj. 

Gençlik doğal olarak “gelecek” çağrışımı yapan bir sözcük. Farklı zaman dilimlerinde doğan kuşakların davranışlarında farklılaşmalar olduğundan dolayı “kuşaklar” ile ilgili tanımlar ve teoriler doğmuştur. İnsanlık tarihinin başlangıcından günümüze kadar olan süreç içerisinde yaklaşık olarak aynı yıllarda doğmuş, aynı çağın şartlarını, dolayısıyla birbirine benzer sıkıntıları, kaderleri paylaşmış, benzer ödevlerle yükümlü olmuş kişiler topluluğu kuşak kavramı olarak ifade edilmektedir. (www.tdk.gov.tr) 

Z kuşağı olarak bilinen 1995 ile 2015 doğumlu olan nesil, 82 milyonluk Türkiye nüfusunun yüzde 39’unu oluşturuyor. Bu kuşağa dâhil 7 milyon gencin 2023 seçimlerinde oy kullanacak olması da siyasilerin bu kuşağa ekstra ilgi göstermesine neden oluyor. Sadece siyasi partiler değil, özellikle reklam verenler ve şirketlerin odağında da yer alıyor. Hepimizin evinde veya çevresinde tanıdığı, bildiği ve iletişim kurmakta zorlandığı Z kuşağı ferdi olduğu için tüm ailelerin de can yakıcı bir meselesi diye düşünüyorum.

Z kuşağını diğer kuşaklardan ayıran en belirleyici özelliklerin başında teknoloji ile iç içe olmaları geliyor.

Z Kuşağını Anlamak İçin Yapılan Araştırmalar

Z Kuşağı gençlerini daha iyi tanımak ve bu kuşak ile güçlü bir iletişim kurulmasında yardımcı olmak amacıyla, ulusal ve uluslararası araştırmalar bir hayli fazla. Fransız Araştırma Şirketi ve Türkiye’de de uzun yıllar araştırma yapan Ipsos tarafından 2021 yılında 2004 genç ile yapılan görüşmeler sonrasında bu kuşağın; sağlık, eğitim, gelecek, işsizlik, eşitsizlik, kaygı, güven, aile ile ilgili konulara yönelik ifade, tutum ve davranışları incelenmiştir.

  1. Önem verdiği toplumsal konular;
  • Eğitim, yüzde 17’lik oran ile ilk sırada yer alıyor 
  • İkinci sırada yüzde 14 oranla işsizlik 
  • Yüzde 12 oranında da kadın ve erkek eşitliği
  1. Aile ile olan ilişkilerde yüzde 48 “İYİ", derken pandemi ile yüzde 44’ü “OLUMSUZ” etkilendiğini söylüyor.
  2. Gençlerin yüzde 70’i ailelerinin yanında kendilerini güvende hissediyor.
  3. Gençlerin yüzde 61’i gelecekleri konusunda endişeli.
  4. Bu kuşağın girişimci yönü ağır basıyor ve gençlerin yüzde 60’ı kendi işlerini kurmak istiyor. Uluslararası bir şirkette çalışmayı düşünen gençlerin oranı ise yüzde 36...
  5. Sosyal medyada geçirilen vakit günde 3 saat 19 dakika. Gençlerin sadece yüzde 5’i sosyal medyada vakit geçirmemekte. 

Aile, güven, eğitim, gibi değerler aslında önceki kuşakların değer yapısıyla paralel giderken, burada tarzlarının farklılaştığını söyleyebiliriz; bağımsız iş yapma, esneklik, haberdar olma, internet sayesinde görünür olma, takdiri hızlı alma, sosyal olma ve rahatlık gibi örnekler verebiliriz.

Z KUŞAĞI EVDE Mİ OTURUYOR?

Öte yandan, Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü OECD’nin 2021 yılı Mart ayında yayınladığı “İstihdam” başlıklı araştırma raporunun Türkiye verileri de Z kuşağına dair başka verileri ortaya koyuyor. Z kuşağını 15-19 ve 20-24 yaş grubu olarak iki kategoride ele alıyor.

20-24 yaş grubu genç kadınların yüzde 44,4’ü ne eğitim alıyor ne de çalışıyor. Yani her iki genç kızımızdan birisi ev kızı. Erkeklerde ise bu oran yüzde 22. Beş gençten birisi eğitim ve çalışma hayatında değil. 

15-19 yaş grubundaki genç kızlarımızın çalışmayan ve eğitim almayanların oranı yüzde 23. Z kuşağında toplam yüzde 67’si. 

Bu araştırmaya göre Z kuşağı olarak istihdamda dünyanın en kötü ikinci ülkesiyiz. Birinci sırada Afrika ülkesi yer alıyor. 

Çevre konusunda da yüzde 14’ü umutsuz ve her geçen gün daha da kötüye gideceği yönünde karamsarlık hâkim.

Dünyada gelir dağılımı açısından bakıldığında yüzde 70’i adaletsizlik ve eşitliksiz olduğunu dile getiriyor. Bunun nedeni sorulduğunda ise; KİBİR, AÇGÖZLÜLÜK VE MENFAAT cevabını veriyorlar.

ANLAMAK VE DESTEKLEMEK 

Sokak röportajlarında gençlerimizin yorumları, algıları, analizleri doğru ama umutsuzlar. Çünkü onlara daha iyi bir dünya bırakamadık. 

“Bizim zamanımızda…” demek yerine, onları dinlemek, anlamak ve daha güzel bir dünya için birlikte çalışmayı tercih etmeliyiz.

Daha güzel bir dünya ve sağlıklı günler dileğiyle…

Kaynak : Ipsos Z Kuşağı Araştırması, OECD Employment Araştırması