Karşılıksız Çekte Cezai Sorumluluk

Avukat Atilla TALAS / CE Mühendislik   KARŞILIKSIZ ÇEKTE CEZAİ SORUMLULUK Türk Ceza Kanunu genel olarak suç olan fiilleri ve bu suçların unsurlarını ortaya koyarken, Çek Kanunu aslında ticari bir fiil olan çek düzenleme fiiline belirli şartlar gerçekleştiğinde cezai bir yaptırım getirmiş ve bu yaptırımın ne şekilde uygulanacağını ortaya koymuştur. Bunu yaparken de ceza hukukundan farklı bir usul takip etmiştir. 2016 yılında yapılan bir kanuni düzenleme ile 5941 sayılı Çek Kanununun 5. Maddesinde önemli değişiklikler yapılmıştır. Bu madde Çek Kanunu’nun “Ceza sorumluluğu, çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı” başlığı altında oldukça ayrıntılı olarak işlenmiştir. Bu maddeyi ele alırken öncelikle karşılıksız çek düzenleme suçunun ne şekilde gerçekleştiği ve bu suçtan etkilenen kişilerin ne yapmaları gerektiğini ele alacağız. Öncelikle bu suçun takibi şikâyete bağlı olduğunu belirtmekle işe başlayalım. Yani şikâyet olmaz ise ortada bir suç olsa dahi kimse bununla ilgili olarak kendiliğinden bir şey yapmaz. Suçu işleyen kişi, kanunun tanımına göre “üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanuni ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi” dir. Bu şu demektir; çek hesabının sahibi gerçek kişi ise sorumlu odur. Çekte vekâlet veya temsilci ancak malum olduğu üzere çekte vade olmamasına rağmen neredeyse yazılan bütün çekler ileri tarihe yazılmaktadır. Bu nedenle tüzel kişilerde, ileri tarihte her kim yazılmış bulunan çekin karşılığını (düzenleme tarihine göre) bankada bulundurmak zorunda ise o sorumludur. Tüzel kişilerde çeki düzenleyen değil başka biri çekin karşılığını bankada bulundurmak zorunda olabilir. Şirketin mali işlerden sorumlu olan yetkilisi ya da şirketin ya da kooperatifin yönetimindeki kişiler sorumlu olabilirler. Suçun mağduru ise; kanunun tanımına göre çekin hamilidir. Yani çeki bankaya ibraz edip karşılıksızdır kaşesini vurduran kişi çekin hamilidir. Çeki ciro edenler şikâyet edemezler. Bankaya başvurup karşılıksızdır yazısını yazdıran kişi suçun mağduru ve şikâyet hakkını elinde bulundurandır. Savcılık ya da polise değil “icra mahkemelerine” yapılan şikâyet ile başlanır. “Bu davalar çekin tahsil için bankaya ibraz edildiği veya çek hesabının açıldığı banka şubesinin bulunduğu yerde ya da hesap sahibinin yahut şikâyetçinin yerleşim yeri mahkemesinde görülür.” Dilekçede şikâyet edilen kişinin belirli olması gerekir. Falan şirketin yetkilisi şeklinde yapılan şikâyetler icra mahkemesi tarafından reddedilecektir. Şikâyetlerde problem olmaması bakımından karşılıksız çıkan çeki düzenleyenin sıfatlarını ve bankaca bilinen adreslerini bankadan talep edebiliriz. Ticaret sicil müdürlüklerinden de şirket yetkililerini belirlemek amacıyla yardım isteyebiliriz. Şikâyet yoluna gidebilmek için gerekli süre bakımından İcra İflas Kanununun maddelerine gönderme yapıldığından bu kanun gereğince “şikâyet hakkı, fiilin öğrenildiği tarihten itibaren üç ay ve her halde fiilin işlendiği tarihten itibaren bir yıl geçmekle düşer”. Fiilin öğrenilmesi demek çekin ibraz edildiğinde karşılıksız çıktığı an demektir.  Şikâyet edildikten sonra duruşmaya “Şikâyetçi muayyen zamanda gelmez ve vekil de göndermezse şikâyet hakkı düşer.” Şikâyete konu her bir çekle ilgili olarak 1500 güne kadar adli para cezası hükmolunur. Her bir çek için ayrı ayrı hesap yapılır. Fakat bu adli para cezası çekin karşılıksız çıkan miktarı, faizi, takip ve yargılama giderleri toplamından az olamaz. Karşılıksız çek yazma suçunu işleyen kişi çekte yazılı miktarı, faizini ve takip ile yargılama giderleri ödemelidir. Ödenmezse o takdirde adli para cezasın çıkacaktır. Bu adli para cezası ödenmediği takdirde bu ceza doğrudan hapis cezasına çevrilir. Doğrudan hapis cezası verilmez, adli para cezası verilerek bu ödenmediği takdirde ceza hapis cezasına dönüşür. Şimdiye kadar çek düzenleme ile ilgili olarak cezai sorumluluk halini hukuki açıdan ortaya koymaya çalıştık. Son söz olarak şunu rahatlıkla söyleyebiliriz; ticari hayatımızda bir avukattan hukuki yardım alınması çok yerinde bir hareket olacaktır. Nasıl ki koruyucu hekimlik hasta olmadan bizi olası hastalıklardan koruyorsa koruyucu hukuki müşavirlik hizmetleri de bizi olası zararlardan koruyacaktır. İnternetten ve kulaktan dolma bilgiler bizi her zaman doğru karara götürmez. Tüm camiaya bol kazançlı ve sorunsuz çalışmalar dilerim.