Boyacıoğlu: ‘Tse’nin Denetimlerdeki Tekel Durumuna Son Verilsin’

Eskişehir Asansörcüler Derneği (ESASDER) Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Boyacıoğlu, piyasadaki denetleme faaliyetlerine alternatif A tipi muayene kuruluşlarının da dâhil edilmesi gerektiğini savundu. “Ticari anlayışla hareket eden TSE’ye karşı alternatifler oluşturulmalı” dedi.

Türkiye’deki en köklü asansör derneklerinden ESASDER’in Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Boyacıoğlu piyasadaki denetleme faaliyetlerinden, asansör montaj ve bakım hizmetlerinde karşılaşılan sorunlara ilişkin Haber Asansörü’ne özel açıklamalarda bulundu. 

Piyasadaki denetleme faaliyetinin tek bir A tipi muayene kuruluşu tekelinde yapılmaması gerektiğini söyleyen Boyacıoğlu, “Ticari anlayışla hareket eden TSE’ye karşı alternatifler oluşturulmalı. Şu anda TSE bunu kendi çıkarına kullanıyor. Olmadık hatalardan dolayı cezalar yazılıyor. Maalesef standartlarımızın yüzde 75’i yoruma dayalı, tartışmaya açık. Uygulamada yanlışlıklar var. Standartların daha uygulanabilir bir şekilde yürütülmesi lazım. Gördüğümüz kadarıyla TSE denetleme görevini ticari bir anlayışla yürütüyor” ifadelerini kullandı. 

Boyacıoğlu, cezaya konu olan durumlarda da asansörcüye 1 aylık süre tanınması gerektiğini söyledi ve şöyle konuştu:

“Asansörcüye tespit edilen eksiklikler için maksimum 1 ay süre tanınmalı ki sağlıklı bir şekilde işleyişi devam etsin. Eğer bu süre içerisinde eksiklikler düzeltiliyorsa da cezanın ikaz niteliğinde olması lazım. Bir ay içinde gereken düzeltmeler yapılmıyorsa, 30 bin TL değil 60 bin TL kesilsin. Minör hata ile majör hatalar tespit edilsin, kriterlerine göre değerlendirmelere tabii tutulsun, ama düzelten de korunsun.” 

TÜRKİYE ŞARTLARINDA İLK TESCİL MUAYENESİ GEREKLİ

Asansörlerde uygulanan ilk tescil muayenesinin doğru bir yaklaşım olmadığını ancak Türkiye’deki ticari işleyişin bu muayeneyi gerekli hâle getirdiğini vurgulayan Boyacıoğlu, “Türkiye’deki işleyişe baktığımızda ilk tescil muayenesinin yerinde bir uygulama olduğunu düşünüyorum. Otomotiv sanayiinde olduğu gibi hiç kontrolsüz bir şekilde asansörü hizmete alacak olursak, piyasadaki asansörlerin yüzde 70’i binilemez hâlde olur. Çünkü asansörler, yeterli ehliyeti olmayan insanlar tarafından yapılıyor” dedi. 

Boyacıoğlu, işin sorumluluğunun bilincinde firma sayısının azlığından yakındı ve şöyle devam etti: 

“Ne yazıkki şu an her isteyen istediği şekilde asansör firması açıp, 8 bin bedel ile tüm evrakları temin eder bir hâle geldi.  Kontrol bu sebeple gereklidir. Türkiye’deki zihniyet değişmediği sürece de devam ettirilmelidir.” 

ELİN TAŞI İLE ELİN KUŞUNU VURUYORSUNUZ”

Boyacıoğlu, Sanayi Bakanlığının denetimlere daha çok yönelmesi gerektiğinin altını çizdi  ve asansör firması kurmak için gereken şartların geliştirilmesi gerektiğini söyledi. Yerli asansör sanayisine güvenilmediğini hatırlatan Boyacıoğlu, asansör mesleğinin sermayesiz yapılmasının mümkün olduğunu vurguladı. Boyacıoğlu, “Elin taşı ile elin kuşunu vuruyorsunuz. Gidiyor iş alıyorsunuz, çeki ya da senedi alıyorsunuz, malzemeyi alıyorsunuz, işi yaptıktan sonra kalanı cebinize koyuyorsunuz. Bu işin maalesef cazip görünen tarafı bu” dedi.   

ELBİSEYİ ÖNCEDEN DİKİYORDUK”

Asansör projesinin sonradan çizilmesine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Boyacıoğlu, “Normal inşaat projeleri hazırlanırken, asansör projeleri de ihtiyaca göre mimariden önce hazırlanması lazım. Ancak bunun tam tersi yapılıyor. Avam proje çizilerek inşaat projesinin üzerine yerleştiriliyor ve uygulamaya alınıyordu. Uygulama yapıldıktan sonradan proje hazırlanıyordu. Biz elbiseyi önceden dikiyorduk. Doğru olan bu” diye konuştu. 

FARKLI BİR PLATFORM OLUŞTURULMALI”

Önce mimari projenin hazırlandığına dikkat çeken Boyacıoğlu, TMMOB Mimarlar Odası ile İnşaat Mühendisleri Odasının asansör sektörüyle işbirliği içerisinde olması gerektiğini söyledi. Eskişehir genelinde bu sıkıntının kısmen önüne geçilebildiğini kaydeden Boyacıoğlu, “Bu konuda daha tutarlı çalışmaların oluşumu için daha büyük ve farklı bir platformun oluşturulması gerektiğine inanıyorum” dedi. 

İMALATÇILAR DA KONTROL EDİLSİN

Asansörün, uçaktan sonra en tehlikeli iş sınıfına girdiğini belirten Boyacıoğlu, imalatçıların da aynı hassasiyetle kontrol edilmesi gerektiğini söyledi:

“Önlem alınmadan piyasaya sürülen asansörler var. İmalatçıları neden kontrol etmiyoruz? Sektör olarak bunu yapmıyoruz. Ana suçlulardan biri biziz. Düzgün iş çıkarmalıyız, hakkımızı aramalıyız.” 

MONTAJA GİREN İMALATÇILAR MARKA OLMAYI BAŞARAMAYACAK

Fiyat bazlı çalışmaların kalitenin önüne geçtiğine vurgu yapan Boyacıoğlu, müteahhitlerin daha fazla kâr için merdiven altı firmaları tercih etmeye başladığına dikkati çekti. Sektör için tehlike çanlarının çaldığını kaydeden Boyacıoğlu, “Müteahhitlerin ağına düştük. Fiyatlar sürekli çekiliyor, bu da kaliteyi eritiyor. Sektöre girip iş yapmak bu kadar kolay olmasaydı, bu problemlerle uğraşmıyor olurduk” dedi. 

“Böyle giderse hepimiz taşeron olacağız” diye konuşan Boyacıoğlu, koşulların revize edilmesi gerektiğini söyledi. Boyacıoğlu, “Bu sistemle ülkemizden marka da çıkmayacaktır. İmalatçı firmaların da montaja girmeleri, belli bir yere gelmeleri onların marka olmalarını sağlayamayacak. Marka olmak için kuyudan başlayarak belli bir profesyonelliğe erişmek, imalatıyla, son montajıyla, kontrolüyle ve esas bu işin can damarı olan servis hizmetiyle zirveye oturmak gereklidir. Bu şartlar sağlanmadıkça da kimse bir noktaya gelemez” ifadelerine yer verdi.

Ekrem Boyacıoğlu: "2000 yılına kadar para kazandık ve sektör olarak bir saygınlığımız vardı, ama şu anda yok. Niye? Günümüzde kâr marjından öte, her şeyi yaşanabilir seviyelere indirgendi. Kendi ellerimizle dibe batırdık. Hâlâ çok geç değil, bu durumu tersine çevirebiliriz. Teknolojiyi takip etmeli, daha iyisi için çalışmalıyız."