İstanbul’un Gözdesi Galata Kulesi’ne Yerli Asansör

 

İstanbul’un tarihi mirası Galata Kulesi’nin yeni asansörlerini kapsayan restorasyon çalışmaları, yerli asansör markası MAST Asansör güvencesinde tamamlandı. 45 gün gibi kısa bir sürede, zorlu çalışma koşullarında, tamamen özel üretim bileşenlerle tasarlanan Galata Kulesi’nin yeni asansörleri en son 1964 yılında yapılmıştı. Yenilenen asansörleri ile Gala Kulesi Türkiye’de ilk kez kullanılan “Video Wall” tekniği ile farklı bir estetik sunarken, enerji tasarruflu, konforlu ve son teknoloji ile de donatılmış özelliklere sahip.

Bu tarihi projeyi yerli bir asansör markasının tamamlamış olmasının gururunu yaşayan MAST Asansör Genel Müdürü Mustafa Olcay; yaşanan zorlu süreci ve tasarım inceliklerini yaptığımız özel röportajımızda anlattı.

“Kendisini ispatlamış ve güven duyulan bir Türk markası”

Öncelikle  firmanızı kısaca tanıyabilir miyiz?

MUSTAFA OLCAY: Asansör sektörüne,1994 yılında  Kayseri de, Sömas Ticaret ve EMTAŞ A.Ş. olarak yabancı bir firmanın bölge yüklenicisi olarak başladık. 2005 yılına kadar Orta Anadolu’da yüzlerce asansörü piyasaya arz ettik  ve bunların arıza, bakım, modernizasyon işlerini ara vermeden yüzde yüz müşteri memnuniyeti ile gerçekleştirdik. 2011 yılında, merkezi Ankara’da olmak üzere  MAST  çatısı altında birleşme kararı aldık. Tamamen yerli sermaye olan MAST markası ile Türkiye ve komşu ülkelerde, her türlü asansör ve yürüyen merdiven üretimini gerçekleştirdik. MAST Asansör tasarım ve asansör mühendisliği konusunda uzman ve yetkin kadrosu ile  özellikle butik projelerde tercih edilmekle beraber, okul, hastane, yüksek katlı konut, iş merkezleri ve fabrika  gibi projelerde de kendisini ispatlamış ve güven duyulan bir Türk markası haline gelmiştir.

En iyi projeyi bir Türk markasının yapabileceğine inandık”

Galata Kulesi projesine başlama süreciniz nasıl gelişti? Proje ekibi ve süreci hakkında bilgi verir misiniz?

MUSTAFA OLCAY: 2020 yılı başlarında Galata Kulesi’nin T.C. Kültür ve Turizim Bakanlığı Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne devredilmesi ile başlayan restore sürecinde, müze haline getirilerek ziyaretçilere açılacak kule için asansör teklifleri alındığını öğrendik. Anahtarı Cenevizliler tarafından Osmanlı hükümdarı Faith Sultan Mehmet’e teslim edilen, 1500 yıllık UNESCO mirasının asansörünün yapımına talip olmak istedik. İstanbulumuzun göz bebeği Galata Kulesi’ndeki asansörleri yapan firmanın yerli ve milli bir firma olması gerektiğini düşündüğümüz ve buraya en iyi projeyi bir Türk markasının yapabileceğine inandığımız için tasarım tekliflerimizi en iyi şekilde sunduk. Bu aşamada yapacağımız asansör ile ilgili çok detaylı tasarımlar hazırlayarak hem restorasyonu yapacak firmaya hem de Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne ilgili sunumlar yaptık.

Tabiki, dünyanın gözü önünde önemli bir tarihi esere yapılacak olan asansöre de, yerli ve yabancı onlarca firma teklif verdi. Nihayetinde Vakıflar Genel Müdürlüğü ve Galata Kulesinin restorasyon işlerini alan müteahhit firma, kulenin asansörünün bizim tarafımızdan yapılmasına karar verdiler.  Fakat süre çok kısa, 45 gündü. Bu önemli projeye özel, dört kişilik mühendis, sekiz kişilik montaj ve lojistik ekipden oluşan bir kadro ile, olağanüstü bir çalışma yaparak başladık ve zamandında tamamlayarak teslim ettik. Galata Kulesi Asansör projemizde emeği geçen tüm ekip arkadaşlarımıza  teşekkür ederim.

“Galata Kulesinde kullanılan tüm asansör bileşenleri özel olarak üretildi”

Galata Kulesi’ne yapılan asansörün teknik özelliklerden bahseder misiniz?

MUSTAFA OLCAY: Galata Kulesi’nde iki adet asansör mevcuttu. Kule’ye 1964 yılında yapısal bir ilave ile asansör kuyusu (kovası) oluşturulmuş ve asansörler bir dizi modernizasyon geçirerek günümüze kadar gelmiş. Mevcut asansörler 450 kg kapasiteli ve 1m/s hızında ve makine dairesi kuyunun altında olarak yapılmıştı. Bu asansörleri söktük ve günümüz teklojisinde enerji verimliliği yüksek, konforlu, hızlı ve dinamik bir asansörler yaptık. MAST Asansör olarak Galata Kulesinde kullanılan tüm asansör bileşenleri özel olarak üretildi ve test edildi. Kulenin mevcut mimarisindeki asansör boşluğu kullanılarak, 630 kg kapasiteli, 7 duraklı 2 adet makine dairesi olmayan, dişlisiz çevreci motor ve kontrol teknolojisi kullanılarak 1,6 m/s hızında asansörler yapılmıştır. Bir ilki gerçekleştirdiğimiz Galata Kulesi asansörlerinde, kullandığımız yüksek teknolojiye entegre ve senkronize, prodüksiyon ve meppig firmalarının çalışmaları da eklenecektir.

 “Küçük bir alanda, tarihi bir yapıda, çok hassas bir çalışma planlıyorsunuz”

Yapı aşamasında karşılaştığınız zorluklar ve projenin incelikleri hakkında neler söylersiniz?

MUSTAFA OLCAY: Galata Kulesi’ne asansör yapım işinde karşılaşılan zorluklar, doğrusu verdiği gururun yanında bahse değmez. Ancak yine de karşılaştığımız birkaç zorlukdan bahsedeyim. Proje 45 günde tamamlanacak bir proje olduğu için, kulede çalışan tüm taşeron ekipleri ile çakışan bir iş programı olması en büyük sorundu. Mümkün olduğu kadar, çalışan diğer tüm ekiplere koordineli olmamız önemliydi. Kulede merdivenlerden ve asansör boşluğundan başka yer olmadığı için çalışma süresince malzeme taşıma v.s. gibi süreçlerde bizim işimiz aksayabiliyordu. Küçük bir alanda, tarihi bir yapıda, çok hassas bir çalışma planlıyorsunuz dolayısıyla çalışma programımızda zaman zaman aksamalar oluşsa da, tecrübelerimiz  hızlı çözümler bulmamızı kolaylaştırdı.

“Yerli asansör sanayi açısından gurur duyacağımız bir başarıya imza attık”

MUSTAFA OLCAY: Galata kulesi dünyanın ve ülkemizin en önemli tarihi yapılarından biri. Tabi ki böyle bir yapıda, çalışmak hem çok gururlu hem de çok riskliydi. En büyük riskimz de,   Türkiye’de  bir ilk olacak  asansörü yapmaya çalışmaktı. Restorasyon firmasının mühendisleri, Kültür Bakanlığı’nın kontrolleri ve yetkin hocalardan oluşan bilim kuruluna karşı sorumluluğumuz vardı. Dolayısı ile attığımız her adımda onay almamız gerekiyordu. Zor bir süreçti ama sonuçta firmamız ve yerli asansör sanayi açısından gurur duyacağımız bir başarıya imza attık.

“Böylesine yoğun bir trafikte çalışacak dinamik tasarıma, bir de görsel incelikler eklemeliydik”

Asansörü tasarlarken özellikle nelere dikkat ettiniz?

MUSTAFA OLCAY: Galata Kulesine asansör tasarlarken öncelikle tarihi yapıya zarar vermeyecek onun estetiğine uyum sağlayacak bir tasarım ile yola çıktık. Ardından en önemli konulardan biri ise dünyanın en çok turist ağırlayan tarihi kulelerinden biri olan Galata Kulesi’ndeki ziyaretçi trafiğinin hesaplanarak bu trafiğe uygun teknik özellikleri bir araya getirmekti. Galata Kulesi açıldığında, günlük minimum 2500 – 3000 ziyaretçiyi ağırlaması bekleniyordu. Hatta diyebilirim ki günümüzde pandemide olmamıza rağmen bu ziyaretçi sayısının üzerine dahi çıkıldı. Böylesine yoğun bir trafikte çalışacak dinamik tasarıma, bir de görsel incelikler eklemeliydik.Tüm bu ince hesaplarla projemizi tamamladık.

 Asansör kullanıcısı açısından baktığınızda, tarihi yapının ziyaretçisine nasıl bir kolaylık sağlayacak?

MUSTAFA OLCAY: Galata Kulesi’ne yapılan yeni asansör, kullanıcı açısından bakıldığında kulenin yedi katına hızla çıkan, konforlu  bir dikey ulaşım aracı olmasının yanında, tarihi yapı ile bütünleşmiş son derece modern ve yenilikçi bir teknolojik ürün özelliği göstermektedir.

“Türkiye’de İlk Dünyada Üçüncü”

Kendi alanında ilk olması özelliği ile öne çıkan bir asansör, bu özelliğinden de bahseder misiniz?

MUSTAFA OLCAY: Galata Kulesine yaptığımız asansörler Türkiye’de bir ilk, Dünyada da bildiğimiz kadarı ile 3. olan “Video Wall” uygulaması yapılmış bir asansör oluşudur. Bu tasarımda  kabin boyutları,  malum  Asansör şaftının küçük olmasından  dolayı küçük çıkmıştır. Ancak buna rağmen kabinlerde daha geniş bir duygu yaratması için komple kaplamada magic mirror ayna ve arkalarında da full ekranlar kullanılmıştır. Ekranlarda (tavan dahil) Galata Kulesi’nden video çekimleri gösterilmektedir. Böylece, kullanıcılar asansöre bindiğinde panoramik bir asansöre binmiş hissine ve ferahlığına kavuşmaktadır.  Bu özelliği ile Türkiye’de ilk olması gururunu taşımaktayız.