Eskişehir’de Bir Çınar: ‘Mehmet Ali Yavuz’

Ustaların ustası, asansör sektörünün duayen ismi Rate Asansör kurucusu Mehmet Ali Yavuz, sektördeki 50nci yılını kutluyor. Eskişehirde asansör sanayisinin gelişimine yön veren ve yetiştirdiği önemli ustalarla adından söz ettiren Yavuz, Ustaya Saygı köşemizin konuğu oldu. Sektöre başladığı günden bugüne asansör sanayisinin yapı taşlarını ve sektörün evrildiği noktayı değerlendiren Yavuz, değerlendirilmeyi bekleyen fırsatlardan, gelecek perspektifine ve tecrübelerine dayanan önerilere kadar pek çok konu hakkında değerlendirmelerde bulundu. 

Haber Asansörü: Okuyucularımıza kendinizden bahseder misiniz?

Mehmet Ali Yavuz: 1947 Turgutlu, Manisa doğumluyum. Ben henüz 3 yaşında iken babam ölmüş. Annem, abim ve ablam ile büyüdüm. Lise eğitimimi öğretmen olan abimin yanında, Eskişehir’de tamamladım. Ardından İstanbul Teknik Üniversitesi Elektrik Mühendisliği Bölümü’nü bitirdim. 1972 yılında Eskişehir’e mühendis olarak döndüm ve o yıldan beri asansör sektöründe çalışıyorum. Meslek hayatım boyunca önceliğim her zaman nicelikten ziyade nitelik olmuştur. Çok sayıda iş yapmaktansa mühendislik bilgisi isteyen özel işler yapmayı tercih ediyorum. 1986 yılında yapmaya başladığımız engelli platformları ve villa asansörleri de bu tür işler. Bunun yanı sıra asansör karşı ağırlığı üretimi yapıyor ve bu ürünü ihraç ediyoruz. Bu işi de Türkiye’de ilk yapan firmayız. Şu an pazarda küçük ölçekli firmalar da var ancak toplam ihtiyacın yüzde ellisini karşıladığımızı söyleyebilirim.

Haber Asansörü: Başından beri planladığınız kariyer hayatı asansör özelinde mi gelişmişti? 

Mehmet Ali Yavuz: Tam olarak öyle olmadı. Eskişehir’e geldiğimde ilk önce mühendislik bürosu açtım. Aynı zamanda dersanemiz vardı, orada fizik ve matematik öğretmenliği yapıyordum. Bunlarla beraber büromda mühendislik hizmetleriyle ilgili irili ufaklı işlerle ilgileniyordum. Bir gün bir asansör firması bana mümessillik için geldi. Kabul ettim. Dostum Turan Bozat, asansör işini beraber yapmayı teklif etti. Gençlik heyecanı ile bu işe başladık. ‘Eskişehir Asansör Sanayi’ adı altında işler yaptık. Daha sonra ben 1973 yılında Rate Asansör’ü kurdum. Bu işe girmem tesadüftü, tasarlanmış bir girişim olmadı. 

KONFOR VE ESTETİK ÜÇÜNCÜ PLANDAYDI

Haber Asansörü: Asansör sektörüne ilginiz nasıl gelişti?

Mehmet Ali Yavuz: Ben işin hep mühendislik boyutuna ilgi duydum, keyifli geldi. Yerli firma Türkiye’de çok azdı. Kütahya, Eskişehir, Bilecik ve Afyon’da uzun süre tek başımıza var olduk. Yerli firma olmanın avantajlarını yaşadık. Yabancı firmalar çok pahalıya iş yapıyordu, biz ise daha uygun işler yapıyorduk. Müteahhitler uygun fiyatı tercih etti. Ama o yıllar çok kaliteli işler yaptık diyemem, maalesef yapamadık. Çünkü öyle bir teknoloji yoktu, sadece iyi niyet vardı. Dürüstlük ve iyi niyet önceliğimizken, konfor ve estetik üçüncü plandaydı. Bunlar önemsenmezdi. Bugün artık beklentiler değişti. 

YÜKSEK HIZLI VE YÜKSEK KATLI BİNALARDA BAŞARISIZIZ 

Baktığımda, Türkiye’deki yerli asansör firmaları belli bir kapasiteye kadar olan asansörleri en az Avrupalılar kadar iyi yapıyorlar. Ancak yüksek hızlı ve gökdelenler gibi çok katlı binalarda kullanılan asansörleri yapabildiklerini söyleyemem. Çünkü öyle bir pazarımız yok. O pazarda dünyaya hâkim konumda olan küresel firmalar yer alıyor. Malzeme konusuna gelecek olursak, çok kaliteli malzeme üreten yerli firmalar var.

İKİ ASANSÖRE BİR DAİRE ALABİLİYORDUK

Haber Asansörü: Sizin işe başladığınız dönemle bugünü kıyasladığınızda hangi farklılıkları gözlemliyorsunuz? 

Mehmet Ali Yavuz: O dönemde biz çok şanslıydık. Bir kere bizim başladığımız yıllarda -ki bu süre 10 yıl kadar devam etti-; biz yaptığımız işlerde maddi olarak günümüze oranla çok daha kârlıydık. Çok az firma vardı ve statümüz çok daha iyiydi. Mesleğe başladığım yıllarda 7-8 duraklı iki asansör fiyatına bir daire satın alabiliyordum. Bugün aynı tip asansörü, hatta çok daha teferruatlısını ve konforlusunu, arkadaşlarımız 70-80 bin liraya yapıyorlarmış. İşin acı olan yanı burası.

KÖTÜ İŞ YAPAN ASANSÖRCÜ SAYISI ARTIYOR

Piyasada çok iş var ancak firma sayısı ile doğru orantılı değil. Eskişehir’de son yıllarda sayı hızla arttı. Bu arkadaşların çoğu bizim yanımızdan ayrılıp kendi firmasını kuran üçüncü kuşak asansörcülerdir. Piyasada şu an bu işin en sıkıntılı yanı, çok ucuz fiyatlarla işlerin yapılması ve bu işe emek verenlerin hak ettikleri karşılığı alamaması. Ben buna çok üzülüyorum. Bu aslında rekabet değil, ne kadar uzun süre kötü iş yapabilirsen o kadar uzun süre piyasada kalıcı olacaksın, anlamına geliyor. Bu sayı maalesef oldukça fazla.

ÇOCUKLARIMA UZMANLAŞTIĞIMIZ ALANDA KALMALARINI VASİYET EDİYORUM

Haber Asansörü: Asansörde butik bir alana yöneldiğinizi görüyoruz. Sizi buna yönlendiren etkenler nelerdi?

Mehmet Ali Yavuz: Müteahhit ne teknik elemandır, ne tüccardır, ne de sanatkârdır. Onun anlayışına hizmet edecek iş yapmak benim tercih ettiğim bir yol değil. Biz o yüzden butik alana yöneldik. Yüksek kapasiteli yük platformları, villa asansörleri, kamusal alanlarda kullanılmak üzere tasarlanmış engelli platformları bizim ürün yelpazemizi oluşturuyor. Bu işleri talep eden müşterilerle anlaşmamız da çok kolay oluyor. Benim kızım endüstriyel ürün tasarımcılığı üzerine tahsilini yaptı. Çiziyor, tasarlıyor, modelliyor. Bu yolla müşteriyle çok kolay ortak bir dil yakalıyoruz. Çocuklarıma da bu yolda devam etmelerini vasiyet ediyorum. Engelli tipi ve villa projeleri zordur ama karşındaki insan aldığı hizmetin değerini bilir. 

ESKİŞEHİRDE 100 CİVARINDA USTA YETİŞTİRDİM

Haber Asansörü: Usta-çırak ilişkisinin öneminden bahseder misiniz? Bugüne kadar kaç usta yetiştirdiniz? 

Mehmet Ali Yavuz: Eskişehir’de iş yapan iyi ustaların hemen hepsi benim yanımda yetişmiştir. Aralarında kendi işini kuranların sayısı da epey çoktur. Bir kısmı Eskişehir’de, bir kısmı güneyde hizmet veriyor. Bu arkadaşlarımız da hatırı sayılır ustaların yetişmesine vesile oldu. 

Asansör firmalarının yetişmiş eleman temin etmesi yerine, kendi bünyelerinde kendi çıraklarını ve hatta kendi ustalarını yetiştirmelerinde sektör açısından büyük fayda var. Elbette çırak yetiştirirken, ona da yatırım yapmanız gerekir. 1989’da Bulgaristan’dan gelen göçmenlerin çoğu yetenekli insanlardı. Bize iş başvurusunda bulunanlardan biri tır şoförüydü. İşe aldık, emek verdik. “Elektrik işlerini sever misin?” diye sordum, “Çok meraklıyım, ama bilmiyorum” dedi. İmalatta çalıştırdık, işi öğrettik. Bugün iddia ediyorum; Eskişehir’in en kaliteli ustalarındandır. Biz, insanların önünü açıyoruz, karşı tarafın da niyeti varsa güzel etkileşimler oluyor. 

USTA TRANSFER ETMEK YERİNE USTA YETİŞTİRMEYİ TERCİH EDİYORUZ

Geçtiğimiz ay benim çok kıymetli bir elemanım Almanya’ya gitti, yeri boş. Yerine aldığından biraz fazla para verip, herhangi bir firmada çalışan bir ustayı transfer etmeyi düşünmem. Onun yerine Eskişehir’de açılmış olan TASFED Asansör Akademisi’nden 2-3 eleman alıp, onlara yatırım yapmak daha anlamlı. İşe alacağımız personeli alanında öncü firmalara, masraflarını karşılayarak eğitimlere yollayacağız. Alacakları bu eğitimler sonrasında imalatta, mekanik işlerde ve montajlarda çalışacaklar. Altı ay da şirket bünyesinde eğitimleri devam edecek. Biz insana yatırım yapmayı tercih ediyoruz. 

EŞİM VE ÇOCUKLARIMLA ORTAK OLDUM

Haber Asansörü: Rate Asansör’ü kurduktan sonra iş ve ev arasında dengeyi nasıl korudunuz?

Mehmet Ali Yavuz: 1976 yılından eşimin vefat ettiği 2003 yılına kadar kendisiyle şirket ortağı idik. Evime işle ilgili hiçbir sıkıntıyı, yükü götürmedim. Benim evde sabahlara kadar çalıştığım da olmuştur; bir şeyler çizdiğim, bir proje hazırladığım da olmuştur. Eşim bu durumdan rahatsız olmaz, destek verirdi. Kıymetli eşimin vefatıyla birlikte, 3 çocuğum annelerinin yerine ortağım oldular. 

Eşim, çok genç yaşta kanser hastalığına yakalandı. 30 yaşında kanser oldu, 50 yaşına kadar direndi. Onu kaybedeli tam 18 yıl oldu. Eşimle şirket oldum, çocuklarımla da ortak oldum. Çok da memnunum. Hepimiz aynı çatı altındayız. Hepimizin yönetimde söz hakkı var. Bana sorarlar, benim müdahaleme gerek yoksa kesinlikle bir müdahalede bulunmam. Ama onların -özellikle teknik bir konuda- atlayabilecekleri bir konu gündeme gelirse o zaman müdahale ederim, yol gösteririm. Mali konular, ödemeler, satış veya alış konularından haberim bile olmaz. Olsun da istemem. Bunu güzel ilerletiyorlar.

KURUMSAL FİRMALAR BİR ARAYA GELEBİLİRSE MARKA ÇIKARABİLİRİZ

Haber Asansörü: Sektörün geleceği hakkında öngörüleriniz nelerdir? 

Mehmet Ali Yavuz: Alanında uzmanlaşanlar, işine yatırım yapanlar hatta kurumsallaşabilenler bir araya gelebilirse dünya pazarına yerli bir marka çıkarabiliriz. Tek başıma yapabildiğimi yapayım, pazardaki en büyük pastayı ben alayım diyen bir zihniyet var. Bunların kalıcı olması mümkün değil, zaten kalmamaları da lazım. 

Bu biraz acımasız belki ama kendilerine verdikleri zarardan geçtim, evlatlarına zarar veriyorlar. Bu sektörde o zihniyetin geleceği yok. Kötü örneklerin yanı sıra çok akıllıca işler yapanlar da var, güzel ihracat rakamlarına ulaşan firmalarımız da var. Yola devam edecekler de bu firmalardır.

Haber Asansörü: Meslektaşlarınıza neler önerirsiniz? Nasıl bir yol izlemeliler?

Mehmet Ali Yavuz: Ortak olmalılar. Yurt içinde birlik olmalılar. 3-5 tane büyük şirket birleşmeli. Firma istediği kadar küçük olsun sabit giderler yükseliyor. Bugün 50 asansörün bakımıyla uğraşan firmalar, bünyesinde bir elektrik bir de makine mühendisi istihdam etmek zorunda. Bu istihdamın sigortası, aylığı, kıdem tazminatı, harcırahı şuyu buyu derken şirkete ciddi bir mali yükü var. Ama bu adamın kasasına bu kadar para girmiyor ki! O yüzden bir araya gelinmesi lazım. Onun da yolu eğitimli olmaktan geçiyor. Eğitime önem verilmesi gerek.