Döküm Sektöründe İş Sağlığı Ve Güvenliği

KÖŞE YAZISI – İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ

 

Bahar Akın Gödek

Kimya Yüksek Mühendisi

B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı

Dört Mevsim Ortak Sağlık Güvenlik Birimi

4mevsim@dortmevsimosgb.com

 

DÖKÜM SEKTÖRÜNDE İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ

 

İş kazaları, Dünyada ve Türkiye’de çok önemli bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. İş kazaları sonucu meydana gelen kayıplar, bütün ülkelerin ortak sorunu olmasıyla birlikte gerekli ve yeterli önlemlerin alınmasıyla bu kayıpların önemli ölçülerde azaltılabileceği de bir gerçektir. Türkiye’de iş kazaları ve meslek hastalıklarını neden olduğu direk ve indirekt maliyetler, ülke ekonomisi üzerinde önemli bir mali yük oluşturmaktadır. İş kazalarının sektörel dağılımı incelendiğinde ise, metal sektörünün ilk sırada yer aldığı görülmektedir.

İş Sağlığı ve Güvenliği (İSG) terminolojisinde en başta “tehlike” ve “risk” kavramlarının yerli yerine oturması gerekir. Çalışana zarar verme potansiyeline sahip her şey tehlikedir. Risk ise tehlikenin meydana gelme ihtimalidir.

Keza tüm iş sağlığı ve güvenliği yapılanması çalışanın sağlığı ve güvenliği bağlamında oluşturulmalıdır. İş Kanununa göre her işveren iş yerinde işçilerin sağlığı ve iş güvenliğini sağlamak için gerekli olanı yapmak ve bu husustaki şartları, araçları noksansız bulundurmakla yükümlüdür. Çelik döküm yapan dökümhanelerde başta imalatı, taahhüdü ve kalıbı sonrasında bakımı, arızası, onarımı ve denetimi sırasında meydana gelebilecek kazalar önlenmelidir.

Çelik döküm yapan iş yerlerinde birçok farklı etkenin çalışma koşullarını etkilediği aşikârdır. Döküm atölyelerinde fiziksel, kimyasal, çalışma ortamının genel yapısı gibi birçok farklı tehlike söz konusudur. Çalışma koşullarını etkileyen faktörlerin ortam ölçümleri, ergonomik değerlendirme yöntemi veya tehlikenin oluşma olasılıkları değerlendirilmelidir. Tehlikeli sınıfta  yer alan bu tip işyerlerinde, çalışanlar üzerindeki etkilerini azaltmak, iş sağlığının geliştirilmesinde önemli bir rol oynayacaktır.

Döküm atölyelerinde silikosiz başta olmak üzere pek çok hastalık yoğun olarak karşımıza çıkmaktadır. Silikosiz havadaki solunabilir tozların akciğerlere yapışarak kişinin alveollerinin tıkanması olarak kabaca ifade edilebilir. Pek çok araştırma silikosizin özellikle dökümhanelerde sıklıkla görüldüğünü ortaya koymaktadır.

Dökümhanelerde çalışma koşullarını en fazla etkileyen kriter termal konfor şartları, gürültü ve toz olarak belirlenmiştir. TS EN ISO 9004:2001 standardına göre çalışma koşulları: “İş yeri yönetiminin, kuruluşun performansını artırmak için, çalışma ortamının motivasyon, tatmin ve çalışanların performansı üzerinde pozitif bir etkiye sahip olmasını sağlaması gerekir. İnsani ve fiziksel faktörlerin bir bileşimi olarak uygun bir çalışma ortamının yaratılması ısı, sıcaklık, rutubet, ışık, hava akımı, hijyen, temizlik, ses, titreşim ve kirlenme vb. gibi hususların da dikkate alınması ile olasıdır.” Bu bağlamda özellikle fırınlar bölgesinde termal konfor şartlarının iyileştirilmesi elzemdir. Kimyasal faktörler ana kriteri altında toz etkisi altında kalma, değerlendiriciler tarafından iş güvenliğine en çok etki eden diğer bir faktör olarak karşımıza çıkmaktadır. Olivin ya da kromitit minerali içeren kalıp kumları, silis kumlarına nazaran toz etkisinde kalma açısından daha iyi sonuçlar vermektedir.

Aynı zamanda potalardan ve ergitme fırınlarından ortaya çıkan metal sıçraması ciddi yanıklara ve kazalara neden olur. Bozulan kalıp kumlarının ya da benzeri enstrümanların çalışma ortamındaki genel hijyen kurallarını bozmaktadır. Bu yüzden genel hijyen prosedürleri mümkün olduğunca yazılı bir şekilde ele alınıp değerlendirilmelidir.